Virüs salgını ile birlikte ülkemizde neler oluyor takip
ediyor musunuz? Pandemi süresince yaşananları alt alta koyup iyi analiz etmek
gerek. Her alanda kafasına esen konuşmaya başladı farkında mısınız? Yakın
tarihten başlayalım, Andımızın kaldırılması, Atatürk’ün resminin Devlet
Nişanı’ndan kaldırılması, Türk Silahlı Kuvvetlerimizde yönetmenliklerin, Türk
değil Türkiyelilik, Anayasa değişikliği, Atatürk’ün ve ilkelerinin
kaldırılması, İstanbul Sözleşmesi’nin iptali, Kadın cinayetleri, Ayasofya Baş
imamı, Montrö sözleşmesinin iptali, emekli amirallerin bildirisi gibi konular
peş peşe sıralanarak tartışılmaya başlandı. Bunlar yaşananların özeti, şimdi
iyi düşünmek gerek pandemi belası ile uğraşılırken herkesin elini şakağına
koyup düşünmesi gerekir.
Bunları tartışırken AK Parti İstanbul Milletvekili Ahmet
Hamdi Çamlı’nın ekseni 93 yıl önceye kaydı, 10 Nisan 1928 tarihinde “Devletin
dini, İslam dinidir” maddesinin Anayasa’dan çıkarılmasının yıldönümünde,
"Din ve vicdan hürriyeti kostümü ile takdim edilmiş fakat İslâm'ı red,
gavurluğu cebr edici, inanca zulüm aracı olarak uygulanışlarına da gani bir
şekilde şahit olduğumuz, kılık kıyafete hatta kıla tüye bile burnunu sokucu
hale bürünebilen 'Laiklik' anlayışı yönetici aklın inisiyatifine terk edilemez.
Hiçbir ön kabul olmaksızın masaya yatırılması, gözden geçirilmesi gereken,
mühim anayasal bir madde ve problemdir. Eşine benzer bir uygulamasına
rastlanılmayan uygulamasıyla Türkiye tarihi gayet açık ve ortadadır..."
paylaşımı ile ortalığı bulandırmaktan kaçınmamış yine çam devirmiş.
Dedim ya, her köşe başından kafa uzatanların sayısı artmaya
başladı, dikkatli olmak gerek nereye gidiyoruz sorusunu önce kendisine sonra
herkese sorması gerekir. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah
arkadaşlarının yeniden kurduğu Laik Türkiye Cumhuriyeti’nin dinamikleri ile
oynayanları iyi analiz etmek gerek. Pandemi salgını ile birlikte farklı
alanlardan gelen tazyikler ve ülkemiz ile milletimizin sahip olduğu değerlere
saldırılması manidardır.
Düşün arkadaş düşün dinimizin yakasından. Sıkışınca
Atatürk’e ve dinime sarılıyorsunuz, gevşeyince Atatürk’e saldırıp, dinimi
kullanıp ortalıkta cirit atıyorsunuz. Yemez kardeşim bu zırvalıklarınız,
hazmedemiyorsanız gargara yapın ve 82 milyonun özgürce dalgalanan bayrağımız
altında Laik Türkiye Cumhuriyeti’nde bağımsız hür yaşamasına el ve dil
uzatmayın.
Ülkemize ve milletimizi ihanet eden FETÖ hainlerinin yayın
organının yandan çarklı eski yazarı ve tescilli Atatürk düşmanı Mustafa
Armağan, Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin fesih sürecinin başlayacağını ileri
sürüp ortamda kendine rol kapmış. Bu utanmazlara en güzel cevabı Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan veriyor hala akıllanmadan ortalığı bulandırıyorlar
Çam deviren bu vekil ile bu yandan çarklı yazara sormak gerek, Devletin dini olur mu? Şunu da söyleyeyim, bırakın artık dinimin yakasını bir susun da motorunuz soğusun. Din ile devlet işlerinin ayrılmasını sağlayan laiklik ve Montrö nerenize battı be?