SON DAKİKA
SON DAKİKA


Türk Oğlu Türk Olan, Türklüğün Dinamikleri İle Oynamayı İstemez
7.10.2021

Son yıllarda öyle tehlikeli söylemler dile getiriliyor ki şaşırmamak mümkün değil. Atatürk’e dil uzatıldı, Türk olmaya dil uzatıldı, Türkiye Cumhuriyeti’ne dil uzatıldı, Türk vatanına dil uzatıldı, Türk milletine dil uzatıldı. Nedense bu yaklaşımlar hep ‘Fesli Kadir’ gibi anlayışın ürünü olanlardan çıkıyor. En büyük Türk Mustafa Kemal Atatürk’ün kuruluşunun altında imzası olan Diyanet İşleri Başkanı, imamı ve eski TBMM Başkanı onun bıraktığı emanetlere ve kendisine hakaret etmekten geri durmuyor. Çanakkale’nin Gelibolu Gazi Süleyman Paşa Camii (Büyük Cami) imamı Mehmet  Mutlu, eski Başbakan Necmettin Erbakan'ın AKP'yi eleştirdiği sözleri içeren bir paylaşımın altına "Mustafa Kemal'in itleri öyle düşünüyor" şeklinde skandal bir yorumda bulunuyor. Bu imama söyleyeceğim şu ki aynaya bir bak!

ERBAŞ’IN SANCISI BİTMİYOR

Gelgelelim bu imamın mensubu olduğu kurumun başındaki Ali Erbaş’a. Önce laiklik karşıtı sözleri, ardından da “günaydın” ve “tünaydın” şeklindeki selamlaşmaları “cahiliye dönemi âdeti” olarak değerlendiren, Atatürk’e dil uzatan Erbaş’ın “yeni skandal ifadeleri” ortaya çıktı. Erbaş kurum tarafından basılan kitabın “Ali Ulvi Kurucu’nun Hatıratları’ndan Birkaç Hatıra” başlıklı bölümünde, Kurucu’nun kitabından “Takkeyle namaz kılarken yanına gelen kurmay albayın ‘Niçin şapka giymiyorsun? Takkeyle görürsem seni bu atla çiğnerim’ dediği, caminin ot deposu yapıldığı, minaresinin kesildiği” hikâyelerini aktardı. Erbaş, bunları “acıklı hadiseler” olarak nitelendirerek “Bütün bunlar Rusya’da, Çin’de, Yunanistan’da değil, Anadolu’da yaşandı. Unutma, unutturma” ifadelerini kullanıyor. Erbaş’a ise bu söylenenlerin kocaman bir yalan olduğunu tarih sayfaları söylediğini hatırlatıp hala yalan üzerine Atatürk’ün silah arkadaşları ile birlikte bugün bir vatana sahip olmamızı gölgelemek yolunu seçmesi bir din adamına hiç ama hiç yakışmadı.

FESLİ KADİR’İ HATIRLATTI

Bunlar olurken ortaya 2016 yılında laikliğin yeni anayasada olmaması gerektiğini söyleyen eski TBMM Başkanı İsmail Kahraman çıktı. Yeni anayasa çalışmalarına atıfta bulunarak yeni anayasanın dindar bir anayasa olmasını savundu. Bu gelişmelerde ‘Fesli Kadir’i hatırlattı. Kahraman’ın işaret ettiği, teklif dahi edilemez tarifinin bulunduğu Anayasa'nın ilk dört maddesi ise tam anlamıyla dokunulmaz özelliğe sahip.

İşte, Anayasa'nın ilk dört maddesi:

MADDE 1: Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir. Sormak gerek, Cumhuriyet mi battı?

MADDE 2: Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir. Sormak gerek: Atatürk, din ve devlet işlerinin ayrıldığının güvencesi olan laiklik, sosyal, demokrat ve hukuk devleti mi olmak battı?

MADDE 3: Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Sormak gere: Dilimizin Arapça değil Türkçe olması mı battı? Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Millî marşı "İstiklal Marşı"dır. Başkenti Ankara'dır. Sormak gerek: Al bayrağımız, marşımız ve başkentin Ankara olması mı battı?

MADDE 4: Anayasanın 1’inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2’nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3’üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez. Sormak gerek: Değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez denilmesine rağmen ortaya çıkıp bu maddelerin değiştirilmesini istemek acaba Türklükle bir sorununuz mu var?

BUNLARLA KALMAZLAR

Bu maddelerin temelinde Atatürk, Türklük, Türk Devleti, Türk milleti, Türk bayrağı, Türk vatanı, Türkiye Cumhuriyeti var. İşte bu nedenle bunların derdi Türklükle. Türk olanın Türklük laiklik, cumhuriyet,  Atatürk ve dinimiz ile sorunu yoktur. Sorunu olanların ise Türk olup olmadığı dile getirdikleri bu düşünceler doğrultusunda da tartışmak gerek. Atatürk’ü, Türk devletini, Türk milletini, Türk bayrağını, Türk vatanını kim tartışıyorsa onun da Türklüğünün tartışılması ve Türk olup olmadığının belirlenmesi gerektiğini herkesin de söyleme hakkı vardır. Bunların arkasında bulunan bazı yumuşak akıllıların da bu anlayışa hizmet adına laikliğin tarifini istemeleri başka bir skandal. Kahraman’ın demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletinden çıkılıp dine dayalı bir anayasa istemesinin arkasında, Türkiye Cumhuriyeti yerine Türkiye İslam Cumhuriyeti denmesi, yetmeyecek, Atatürk’ün ilke ve inkılaplarını yok sayılması. Türk dilinin Arapça ile değiştirilmesi, sıkılmazlarsa daha sonra Milli Marşımızı da değişmesi yatmaktadır. Bir de başkenti değiştirmek. Dine dayalı anayasa diyen Kahraman tepkiler gelince manevra yapıp sözlerim yanlış anlaşıldı demiş. Önce milletin nabzını yokla, tepki gelince geri vites yap. Bıktı millet artık bu nabız yoklamalarınızdan. Modası geçti bunların. Bir gerçeği bilin artık Türkiye’nin dine dayalı bir yönetim şeklini asla ve asla kabul etmeyecek kadar asil Türk milleti var olduğu sürece kabul görmeyecektir.

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap