SON DAKİKA
SON DAKİKA


Üniversitelerin hali ne olacak?
7.09.2021

Ülkemizde yüzlerce üniversite var. İlim ve bilim adına uluslararası alanda yapılan derecelendirmede adlarını mercekle bulur hale geldik. Plansız ve programsız her ile bir üniversite anlayışının getirdiği sonuç bu işte. Üniversitelerin konum ve koşullarına göre bölümlerin açılmasına bakılmaksızın öğretim üyesi ya da öğretim görevlisi olmayan bölümler açıldı, yada açılan bölümlerin öğretim üyesi ve öğretim görevlisi yok. Bunlar yetmezmiş gibi liselerde ders sayısı azaltılan bu yıl da sosyoloji ve felsefe bölümlerine ayrılan kontenjanın yarısı bile dolmadı. Felsefe 5, sosyoloji 3 üniversitede hiç tercih edilmedi. Neden, niçin diye sorgulayan var mı derseniz, yok. Kolaycılığa kaçıp araştırma yerine kapatırız olur biter denir. Bunun yanı sıra yapılan sınav sonrası onlarca bölümü öğrenciler tercih etmedi. Veliler ve öğrenciler sınav sisteminden şikayetçi, üniversitelere yerleştirme adına bir gecede alınan karar ile puan düşürülüyor. Arkadaş buralar yaz boz tahtası mı?

BOĞAZİÇİ 200 BASAMAK GERİLEDİ

Bakın, dünya sıralamasında ilk 500 içerisinde bir üniversitemiz yer aldı. Kimseden çıt çıkmıyor. Şapkasını önüne koyup kimse düşünmüyor. Nedenlerini araştırmıyor. Bir Boğaziçi Üniversitesi örneği duruyor önümüzde. Bir yılda bu üniversite 200 basamak geriledi. Rektör ataması krizine sürüklenen bu üniversitemiz diplere doğru itildi. Kim kazandı? Elin oğlu insanlık adına buluşların altına imza atıyor, bizde ise hala rektör muamması yaşanıyor. Bizde ise ulusal ya da uluslararası yayınına ve yaptığı çalışmalara bakılmaksızın unvanlar dağıtılıyor. Kısaca özlük hakları konusunda kriterler değil, kişilerin iki dudağının arasından çıkacak sözcüğe ya da bir gece vereceği karara bakılıyor. Siyasetin elini soktuğu üniversitelerde dirlik olmaz.

BİLİM İNSANI SAYISI

Konumuz üniversiteler, o zaman Pakistanlı araştırmacı yazar Dr. Faruk Saleem’in yazısında yer alan şu çarpıcı örneği tekrar hatırlamakta fayda var: “ABD’de toplam bilim insanı sayısı 4.000, Japonya’da 5.000’dir. 57 Müslüman çoğunluğa sahip ülkelerdeki toplam bilim adamı sayısı ise sadece 230 kişidir. (Akademisyenlerin hepsi bilim insanı değildir. Bilim insanı demek, pozitif bilimlerle aktif olarak uğraşan kişi demektir.) Ve her 1 milyon Müslüman kişiye sadece 1 bilim insanı düşmektedir. Teknisyenler bakımından Müslüman çoğunluklu Arap ülkelerindeki durum daha da kötü: Her 1 milyon Müslüman Arap nüfus içinde 50 teknisyen bulunmaktadır. Hristiyan dünyasında ise her bir milyon kişi içinde 1000 teknisyen bulunmaktadır. Neden derseniz, işte cevabı: Kalitesiz-ezberci eğitim ve ARGE’ye (araştırma geliştirmeye) yeterli kaynak ayrılmaması. Çünkü Müslümanlar gayri safi milli gelirin yalnızca % 0,2’sini araştırma-geliştirme bütçesi olarak ayırıyor. Buna karşın Hristiyan dünyası araştırma-geliştirmeye % 5 oranında, yani 25 kat daha fazla fon ayırmaktadır.”

OKUMA YAZMA ORANI

“UNDP tarafından toplanan verilere göre Hristiyan dünyasında okuma-yazma bilenlerin oranı % 89’dur. Bunların %98’i ise en az ilkokul mezunu ve 100 kişiden 40’ı üniversite mezunudur. 15 Hristiyan çoğunluğa sahip ülkedeki okuma-yazma oranı ise %100’dür, yani bu 15 ülkede okuma-yazması olmayan tek kişiye rastlamak olası değildir! Müslüman ülkelerde durum bunun zıddıdır: 100 kişiden sadece 40’ı okuma-yazma bilir ve herkesin okur yazar olduğu bir tek Müslüman ülke bulunmamaktadır! Bunların %50’si ilkokul mezundur ve sadece %2’si üniversiteyi bitirmiştir.

EĞİTİM YOKSUNLUĞU

Tam anlamıyla söylersek; kaliteli ve çağdaş eğitim yoksunluğu. Çok kesin biçimde söylersek; akılcı olmayan, ezberci, teslimiyetçi, din eksenli ve çağdışı eğitim.” “Gelecek bilgi temelli toplumlarda olacaktır” sözü ile noktalayalım.

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap