Ülkemizde yapılan hatalar,
milletin ekonomisinin çökmesi, siyasetçilerin eylem ve söylemleri aldı başını gitti.
Siyaset aranasında yapılan yanlışlara iktidarın ‘utanmaz’ etiketi
yapıştırmasını konu alan alıntıda utanılması gereken gelişmelerin neler
olduğunu hatırlattı;
“Siz ihmaliniz sonucu tren
kazasında çocuğunu öldürdüğünüz anayı mahkemelerde süründürmekten, polisin gaz
kapsülüyle öldürdüğü çocuğun annesini meydanlarda yuhalatmaktan çekinmediniz.
Yönettiğiniz ülkede emeklinin
çöpten ekmek toplayıp yemek yapmasından utanmadınız, askerinizin canlı yayında
yakılmasından utanmadınız, ormanlarınız yanarken uçağımız olmamasından ders
almadınız.
Ülkeyi bir cemaate teslim
edip, ordusunu yargısını polisini cemaate kaptırıp, o cemaatin darbe
yapmasından utanmadınız. Cemaat yurtlarında çocuklara tecavüz edilmesinden,
Aladağ’da çocukların yanmasından kendinize pay çıkarmadınız.
İnsanları 1 lira ucuza soğan patates alabilmek için tanzim satış kuyruklarına
sokmaya, oy için terör örgütü liderinden mektup dilenmekten kaçınmadınız.
Köprülere dolarla geçiş garantisi verip, Amerikan enflasyonu oranında
arttırmaktan, yargı yolunu Londra mahkemesine teslim etmekten çekinmediniz.
Ruslar bomba atıp 35 askerimizi öldürdüğünün ertesi günü Kremlin sarayında kapı
önünde bekletilmekten utanmadınız. 312 madenci Soma’da toprak altında can
verdi, o madenin sahibini hapisten kurtarmaktan geri kalmadınız.
Dünyanın en iyi 3 Havalimanından biri seçilen Atatürk Havalimanına uçak
inemesin diye başka yer yokmuş gibi 2 pistini parçalamaktan geri kalmadınız. 10
bin dolar aylık rüşvet alan vekilden utanmadınız.
KPSS’de, ÖSS’de soruları çalıp hakkını yediğiniz, mülakatlarla elediğiniz,
işsiz kaldıkları için intihar eden gençlerden ve milletin namusuna küfredenin
vergi borcunu affetmekten imtina etmediniz.
Her gün birden fazla kadının katledilmesinden, katillerin cezasız kalmasına göz
yummazdınız.
Daha yazılacak onlarca şey var ama saymanın ne manası var yine umursamayacaksınız.
Umursayacak olsanız Katar’a, 15 Temmuz’un arkasındaki şerefsizler dediğiniz
BAE’ye avuç açmaya gitmezdiniz.”
HATIRLAYINIZ ...
Manevi dünyamızı erozyona
uğratan çirkinliklerin yaşandığı bu günlerde en büyük Türk, dünya lideri
Mustafa Kemal Aatürk’ün, ''Bizi yanlış yola sevk eden habisler, biliniz ki, çok
kere din perdesine bürünmüşlerdir. Saf ve nezih halkımızı hep şeriat sözleriyle
aldata gelmişlerdir. Onlar her hayırlı hareke dinle karşılarlar, halbuki
hamdolsun hepimiz dindarız.
Artık bizim dinin icaplarını,
dinin yasaklarını öğrenmek için şunun bunun dersine ve akıl hocalığına
ihtiyacımız yoktur. Milletimizin içinde hakiki, ciddi alimleri vardır. Milletimiz
bu gibi alimleriyle iftihar eder. Bu gibi alimlere gidin, bu efendi bize böyle
diyor, siz ne diyorsunuz deyin. Fakat umumiyetle buna da ihtiyaç yoktur.
Bilhassa bizim dinimiz için herkesin elinde bir ölçü vardır. Bu ölçü ile hangi
şeyin dine uygun olup olmadığını kolayca takdir edebilirsiniz.
Eğer bizim dinimiz akla ve
mantığa uygun bir din olmasaydı mükemmel olamazdı, dinlerin sonuncusu olmazdı.
Bütün zorba hükümdarlar hep
dini alet edindiler; hakiki ulama ve dini bütün alimler hiçbir vakit bu zorba hükümdarlara
boyun eğmediler. Fakat gerçekte alim olmakla beraber, sırf o kılıkta
bulundukları için alim sanılan, çıkarına düşkün, haris ve imansız bir takım hocalarda
vardır. Hükümdarlar işte bunları ele aldılar ve işte bunlar dine uygundur diye
fetva verdiler. Gerektikçe yanlış hadisler uydurmaktan çekinmediler. Gerçek ve imanlı
ulema her vakit her devirde bunların kinine hedef oldu.
Bizim dinimiz, milletimize hakir,
miskin ve zelil olmayı tavsiye etmez. Tam tersine Allah’ta, Peygamber de
İnsanların ve milletlerin izzet ve şerefini korumalarını emrediyor'' sözlerini
hatırlamakta fayda var.