Mevzuatın hatalı ve/veya eksik yorumlanması, bilgi, deneyim,
özen eksikliği ve benzeri nedenlerle mali tabloların gerçeklikten uzak kaldığı
durumlarla sıklıkla karşılaşabiliyoruz. Kayıt dışı ekonominin, hazineye yükü
rakamlarla ifade edilebilmekteyken hatalı ve/veya eksik içerikli mali
tabloların, ekonomiye ne yük olduğuna dair net bir verimiz yoktur.
Muhasebenin tek düzene ve standartlara aykırılığı, vergi
kaybına sebep olarak hazineye zarar vermekteyken, yersiz ve fazla vergi
hesaplaması ile de mükellefe zarar verebilmektedir. Gerçeklikten uzak mali
veriler, yöneticiler başta olmak üzere, bilgi kullanıcılarının yanlış kararlar
almasına, iflasa varan istenmeyen
sonlara, neden olmanın yanı sıra, özellikle kaynak arayışındaki veya konkordato
sürecindeki firmalara olumsuz etki etmektedir. Sektörel hassasiyetlerin,
kayıtlara ve mali tablolara doğru yansıtılması önemlidir zira işletmeler, mali
tablo analizi sonucu kredi ve benzeri kaynağa ulaşabilmektedir. Bunun
bilinciyle, hesap ve kayıtlar oluşturulmalı ya da düzenlenmelidir.
Muhasebeye dair en büyük yanılgıdan biri, vergi mevzuatında
yer alan defter tutma ve kayıt zamanıyla ilgili hükümlere uymanın tek başına
yeterli olduğu, bir diğeri ise mali müşavirlik mesleğinin, kayıt tutma ve mali
tabloları günü kurtaracak şekilde hazırlayıp, beyanname düzenlemekten ibaret
olduğu kanısıdır. Maalesef, genel talep ve beklenti de bu yöndedir. Muhasebe
sisteminin ve ekibinin yeterlik ölçütünün tanımlanmamış olması ile muhasebede
sektörel uzmanlık alanlarının olmayışı işletmelerin en temel noksanlığıdır.
Meslek, uzmanlık alanlarına ayrılmalıdır, hiç kimse, her şeyi, her konuyu
bilemez ve bilemiyor da zaten. Meslek mensubunun uzmanlık alanı, bilgisi,
deneyimi, hizmet alanı ve ücretinin belirlenmesinde etken kriter olmalıdır. Ne
yazık ki hiçbir kıstas gözetmeksizin hizmet alıp vermeye devam edilen hallerin
varlığı ve sonuçları ortadadır. Hatalı ve/veya eksik yorum ve uygulamalar,
duruma göre mükellefi veya mali sistemi zarara uğratabilmektedir.
Teoride tekdüzen muhasebe sistemi, pratikte çok düzen olarak
karşımıza çıkmaktadır. İlgili mevzuatına göre, finansal tablolar, açık ve
anlaşılır olmalıdır, düzenli bir işletme faaliyeti akışının gerekli kıldığı
süre içinde çıkarılmalıdır. Şirketlerin finansal tabloları, Türkiye Muhasebe
Standartlarına göre şirketin malvarlığını, borç ve yükümlülüklerini, öz
kaynaklarını ve faaliyet sonuçlarını tam, anlaşılabilir, karşılaştırılabilir,
ihtiyaçlara ve işletmenin niteliğine uygun bir şekilde; şeffaf ve güvenilir
olarak; gerçeği dürüst, aynen ve aslına sadık surette yansıtacak şekilde
çıkarılmalıdır.
Peki, kaç işletmenin muhasebe sistemi ve mali tabloları bu
tanımlamaya uyarlıdır acaba? Muhasebe Standartları ve Tek Düzen Hesap Planı
belli bir sisteme ve mantığa göre oluşturulmuştur. Bunun dışına çıkıldığında,
mali veriler, hedeflenen amacın uzağında, düzenleyicileri açısından usulsüz,
kullanıcıları açısından da yanıltıcı olacaktır. Muhasebeye konu her bir
hareketin, ait olduğu hesapta takibi ve mali tabloları oluşturan her aşamanın
birbirini tamamlayıcı nitelikte olduğu göz ardı edilmemelidir.
Birçok işletme tarafından maliyetli bulunsa da kendi
bünyesinde iyi işleyen bir muhasebe sisteminin varlığı ve dışarıdan alınacak
danışmanlık / denetim desteği, karşılaşılması olası ceza tutarlarından, yersiz
ve/veya fazla ödenen vergi yükünden daha maliyetli olmayacaktır. Mali
müşavirlik mesleği, kayıt tutma, bildirim ve beyan muhasebeciliğinden kurtarılmalıdır.
Ezber edilmiş vergi muhasebeciliği terk edilmeli, yerine etkin bir danışmanlık
ve denetim hizmeti ile desteklenen yönetim muhasebesi odaklı bir muhasebe
oturtulmalıdır. Bu halde, her tür hesaplamanın, daha sağlıklı verilerle olacağı
açıktır.
Muhasebe sürecinin günü kurtaracak kayıt tutma ve beyanname
düzenleme faaliyeti olmadığı hususunun görmezden gelinmesinin ekonomiye
görünmez maliyetini iyi hesaplamak gerekir.
Muhasebecilik ve mali müşavirlik mesleği, ayrışarak içinde
bulunduğu döngüden kurtarılmalı ve ekonominin gereklerine uyarlanmalıdır.
Adında serbest olup da bu denli bağımlı icra edilen ve bu denli içinde olup da
ekonomiye sağladığı katkı sorguya muhtaç başka bir meslek daha var mıdır?