SON DAKİKA
SON DAKİKA


Pandeminin Mali Tablolara Etkisi
8.07.2020

 
Sermaye şirketlerinde, 30/09/2020 tarihine kadar 2019 yılı net dönem karının yalnızca %25 i kadarının dağıtımına karar verilebilecek, geçmiş yıl karları ve serbest yedek akçeler dağıtıma konu edilemeyecek, genel kurulca yönetim kuruluna kar payı avansı dağıtımı yetkisi verilemeyecektir.

Öz kaynağın korunması ve ilave borçlanma ihtiyacını önlemek gerekçesiyle yapılan bu düzenleme, tek başına, yazıda bahsi geçen hususları önlemeye yetecek midir?

Pandemi sürecinin etkilerini, şirketlerin iş akışındaki en yoğun daralmanın yaşandığı, ikinci çeyrek mali tablolarında görmeye başlayacağız. Olağan düzeninin bozulması; faaliyetin tamamen durması, kısmi kapasite ile çalışılması, başta, hizmet olmak üzere her sektörü etkilemiştir. Bu süreçte, gelir kaybı olan şirketler, günlük rutinlerini gerçekleştirebilmek için ihtiyacı olan kaynağı, yeterli ise öz kaynaklarından,  değilse, bilançosu uygunsa banka kredisi ile veya imkanı ölçüsünde ortağa borçlanarak karşılamaya çalışmaktadır.

Düşük maliyetli krediler ve karşılıksız devlet destekleri ile şirketlere sağlanan fonun ‘’fona ulaşabilenler açısından’’ rahatlatıcı etkisi açıktır. Gelir kaybeden bir şirketin, kredi ile fonlanması, nakit sıkıntısını gidermektedir ancak borçlanmanın, belli bir noktadan sonra bilançoya olumsuz yansıması olacağı gözden kaçırılmamalıdır; yüksek borçlanma, sermaye yapısını bozan bir faktördür; şirketin büyümesi ve yatırımları, borçlanmasıyla belli bir doğrultuda gitmiyorsa bir süre sonra negatif etkiler kendini göstermeye başlayacaktır. Yüksek miktarda oluşan dönem zararı ise öz sermayede önemli oranda kayıp yaratmaktadır.

Borç/kredi kullanımı, düşen satış gelirleri, artan maliyetler, alacak - borç dönüşüm süresindeki aksamalar ve daha birçok unsur bilançoya ters etki yapabilmektedir. Bu aşamada, sermaye kaybı, borca batık olma, örtülü sermaye, borçlanma yasağı emareleri ortaya çıkabilmektedir. 6102 sayılı TTK ‘da sermaye kaybı ve borca batık olma durumu ile pay sahiplerinin hangi şartlarda şirkete borçlanamayacağı hüküm altına alınmıştır. 5520 sayılı KVK ‘da örtülü sermaye şartları, örtülü sermaye uygulamasında borç/öz sermaye oranı, ortakla ilişkili kişi ve öz sermaye tanımları yapılmıştır.

Bu dönemde, çoğu şirket, önleyemeyeceği bir borçlanma artışı, öz kaynak kaybı veya örtülü sermaye riskini taşımaktadır. Şirketlerin, yalnızca dönem sonlarında değil ara dönemlerde de mali verilerini kontrol ederek borca batık olma ve örtülü sermaye durumunun oluşmaması için gelir-gider dengesini, borçlanma miktarını, dönem başı öz sermayesini planlamaları gerekmektedir. Ancak dünya genelinde yaşanan; ilk defa tecrübe edilen, bir adım sonrasını dahi öngörmenin güç olduğu bir salgın döneminde, hem bugünün işleyişini hem de ileriyi planlamak hiç kolay değildir. Bazı şirketlerin, ilgili olduğu kurum ve kuruluşların (SPK, BDDK, EPDK vb) mevzuat hükümlerine göre ve ayrıca ihale yasası kapsamında sağlaması gereken asgari sermaye, mali ve ekonomik yeterlik kıstasları bulunmaktadır. Mali tablo kalemleri arasındaki denge bozulduğunda yeterliğin sağlanması da zorlaşacaktır.


Pandemiden en az hasarla çıkma gayesinde olan şirketler, bir de mevzuattan gelen yükümlülüklere aykırı düşmemek için enerji harcamamalıdır. 2018 yılında yaşanan döviz artışına istinaden düzenlenen geçici madde ile 1/1/2023 tarihine kadar, kur farkı zararları, sermaye kaybı veya borca batık olma durumuna dair hesaplamanın dışında bırakılmıştır. Bugün de, mali tablolardaki muhtemel bozulmanın, şirketlere ve ülke ekonomisine yansımasını bertaraf etmek için pandemi özelinde, geniş kapsamlı, bir yasal düzenlemeye ihtiyaç olup olmadığı hususunun, ilgili mercilerce, alternatif etki senaryolarıyla planlaması geç kalmadan yapılmalıdır.

 

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap