Dünyanın en iyi teknik direktörü her kimse o bile; ilk 9 maçta 5 mağlubiyet, 3 beraberlik yaşayarak tarihinin en kötü lig başlangıcını yapan Trabzonspor’u 12 maç sonra ligin ilk 5’i içerisine taşıyacağını iddia etseydi buna asla inanmazdık. Hem takımın kadro yapısı hem rakiplerin gücü hem yönetimdeki dağınıklık hem de seyircisiz bir ortamda bunu gerçekleştirmek neredeyse olanaksızdı. Gerçekten Trabzonspor ve Abdullah Avcı birbirlerine iyi geldi. Avcı’nın Beşiktaş’ta üst üste 8 resmi maçta yaşadığı 7 mağlubiyetten sonraki ayrılığını düşündüğümüzde şu anki başarısı, yani Trabzonspor’un Avcı ile çıktığı 12 maçta elde ettiği 8 galibiyet, 3 beraberlik olağanüstü bir durum. Hele son dört lig yani Göztepe, Antalya, Konya ve Gençlerbirliği maçlarında 600’ün üzerine çıkan pas sayısı muhteşem.

Avcı ve ekibi 12 maçta yaptıklarıyla Ağaoğlu yönetimine de can simidi oldu. Yönetimin ömrünü uzattı. Taraftar şu anki tabloya yönetimin de gerekli transferleri yaparak katkı sunmasını bekliyor. Berat Özdemir transferindeki iş bitiricilik takdire şayandı. Ama sezon başından beri sağır sultanın bile bildiği forvet ihtiyacının şu ana kadar giderilmemesine de anlam vermek mümkün değil.

Avcı’ya yaptıkları karşılığında; Başakşehir, Beşiktaş ve Fenerbahçe maçları öncesinde çok istediği forvet hediye edilmeliydi.

Başlangıçta; bazı taraftarların, eski ve yönetim içindeki bazı yöneticilerin bile istemediği Avcı, şu an kulüpte çok güçlü bir konuma geldi. Herkesin saygısını kazandı. Evet; hocanın başarıya aç olması, saha içini gerçekten çok iyi analiz et- mesi, inatçılığı Trabzonspor’a da kendisine de iyi geldi. Şimdi zorlu bir periyod onu bekliyor. Buradan da çıkar ve yönetim de üzerini düşeni yapar ise Trabzonspor’u sezon sonuna kadar yarışın içinde görürüz. Seneye de şampiyonluğun en güçlü adayı Bordo-Mavili takım olur.

BERAT ÇOK KLAS

Eğer Berat, Gençlerbirliği maçındaki oyununu sezonun geri kalanına yayarsa iki şey olur: Biri Avrupa Şampiyonası’ndaki ilk İtalya maçında onu sahada görürüz. İkincisi de Ahmet Ağaoğlu sezon sonunda en az 20 milyon Euro’ya onu bir İngiliz, Alman veya Fransız takımına satar. Bu ikincisini şu an taraftar istemez, Berat ister mi? Bilinmez. Saha görüşü, topsuz oyundaki başarısı, yakın ve uzun pasları, ikili mücadelelerdeki doğru hamleleriyle çok klas bir görüntü çizdi. Biraz daha hızlanırsa Zidane’ın takımına bile gider.