Trabzonspor’un başarısı Avrupa basınında geniş yer buluyor. İspanyol, Fransız ve Alman medyası Bordo-Mavili takımın başarısını İstanbul’un üç zengin kulübünü alt etmek olarak değerlendiriyor. Görünen o ki ileriki yıllarda da İstanbul takımlarının alt edilmesi eskiye oranla daha kolay olacak. Puan sıralamasında şu an olduğu gibi bu takımları gerilerde göreceğiz. Sadece Trabzonspor değil diğer Anadolu takımları da artık daha güçlü, daha akıllı, daha vizyoner, daha cesur. Öyle eskiden olduğu gibi 3 puan cepte devirleri sona erdi. Son yıllarda ve özellikle bu sezon Anadolu’da da çok ciddi bir değişim var. Çok kaliteli teknik direktörler görüyoruz. Değişemeyen, gelişemeyen teknik direktörlerin de çağının kapandığını. Bu yeni dönemin öncüsü Abdullah Avcı.

Başakşehir’de ilmek ilmek büyüttüğü kariyerini Trabzonspor’da taçlandırıyor. Hep saha içine odaklanan, saha içinde kalmayı başaran, rakipleri çok iyi analiz eden, oyun felsefelerini de müsabaka öncesi kamuoyuyla paylaşan ve başarılı oldukları zaman da alkışlayan bir teknik direktör Abdullah Avcı. O geçmişte; seyircisi ve camiası olmayan bir takımda bile işlerin doğru düzgün yapıldığında başarılı olunabileceğini gösterdi bizlere. Üstelik burun kıvırmalara aldırış etmeden. Orada şampiyonluğu da hak etti ama G.Saray’a kaybettiler. Umarız kendisi bu kaybedişin perde arkasını da bir gün açıklar? Başakşehir’deki başarısında siyasi ortamın ve kulüp başkanı Göksel Gümüşdağ’ın da rolü büyüktü belki ama tüm bunlar Avcı’nın yaptıklarına gölge düşüremezdi. Doğru teknik adam ve doğru oyuncu grubu ile neler yapılabileceğini Trabzonspor dışında bu sezon gösteren en başarılı takımlardan biri de Konyaspor. Sezon öncesi kim onların şu an bulundukları yeri tahmin edebilirdi? İlhan Palut’a şapka çıkartıyoruz.

Emre Belözoğlu’nun Başakşehir’de yakaladığı seriyi de takdir etmeliyiz. Aynı takımın Aykut Kocaman ile yerlerde sürünmesine ise artık şaşırmıyoruz. Aykut hoca bize işin teknik ve taktik ile bitmediğini gösterdi. Başarıya ulaşmak için oyuncuya yaklaşım da hiç olmadığı kadar önemli etken. Alex De Souza, DembaBa gibi oyuncularla yaşadığı sorunları dikkate aldığımızda, Aykut hoca gibilerin de devri kapanıyor artık. Hatay’ın ligdeki ilk yılında Ömer Erdoğan’la yakaladığı başarı ve şu an hala ligin yukarılarında yer alması da gelecek yıllar adına düşündürtsün şımarık büyükleri. Lige yine yeni çıkan ve zengin bir başkana sahip Adana Demirspor’un iki ayrı görüntüsü de İstanbul’un üç kulübünün canını sıkmalı bundan sonrası için. Balotelli ile sorun yaşayan, futbol felsefesiyle de bir önceki çağda kalan Samet Aybaba ve türevlerinin de devri bitiyor bu ligde. Aybaba’dan sonra göreve gelen VincenzoMontella’nın aynı oyunculara ve aynı sorunlu oyuncuya oynattığı oyun söylettiriyor bize bu sözleri.

Tribünlerini de hesaba kattığımızda Adana Demirspor’un mevcut hoca ve zenginliği ile ileriki yıllarda zirveye oynaması ve hatta ipi göğüsleyen takım olması içten bile değil. Antalyaspor’un Trabzonspor maçında ortaya koyduğu taktiksel anlayışla futbolseverlerden haklı övgü alan Nuri Şahin’in de hikayesi umarız usun soluklu olur bu ligde. Kısaca Anadolu’daki kaliteli hocalar ve de değişen futbol aklı, değişemediği sürece İstanbul’un üç büyük takımına bu ligde eskisi gibi at oynatmaz.