Ordinaryüs Profesör Ali Fuat Başgil zamana meydan okuyan ‘Gençlerle Başbaşa’ eserini şu sözlerle bitirir: “Biz Türkler, garp milletlerinin hiçbirinden daha az zeki ve çalışkan değiliz. Bilakis, müşahedelerime (gözlemlerime) dayanarak söylüyorum ki, Türk ferdi dünyanın en zeki, ferasetli (anlayışlı) ve çalışkan insanlarındandır. Bununla beraber, garb milletlerinden daha geriyiz. Çünkü zekâmızı metotlu ve rasyonel bir şekilde kullanmıyor, zaman ve kuvvet israf ediyoruz”.

Letonya karşısındaki Milli Takımı izlerken bu cümleler geldi aklıma. Tüm futbolcularının piyasa değeri 8.5 milyon euro civarında olan bir takımdan 3 gol yedik. Daha da kötüsü bu takımı 97 yıldır mağlup edemiyoruz. Hollanda’yı, Norveç’i geçiyoruz ama çayda boğuluyoruz. Sanırım sebebi Başgil’in dile getirdiği metotlu ve rasyonel çalışmadan yoksun olmamızdan kaynaklanıyor. Aynı kitapta milletlerin de karakteri vardır diyor yazar. ‘Dereyi geçerken çayda boğulmak’ da sanki bizim kaderimiz. Metotlu çalışmayı Avrupalılara 1600’lü yıllarda Fransız filozofu Descartes öğretti. O Avrupalıların yetiştirdiği Türkler de zekaları ve çalışkanlıklarıyla çağın en büyük belasının aşısını buldular.

Başgil’i doğruladılar. Futbolumuzun ordinaryüsü Şenol Güneş de neredeyse her basın toplantısında aslında buna vurgu yapıyor. Metotlu çalışmadan yoksun yanımıza. Hatta 2002’deki üçüncülükten beri üzerine basa basa Ali Fuat Başgil’i onaylıyor. Ama hoca da düzeni değiştiremiyor. Bu işi şu an Altınordu yapmaya başladı. Altınordu kulübü altyapılarını metotlu ve rasyonel akılla yönetmeye başladıktan sonra yetişen oyunculara bir basın. Cengiz’e, Çağlar’a ve diğerlerine...

Başgil’in cümlelerinde dikkat çeken bir ayrıntı daha vardı. Zaman ve kuvvet israfı. Burak Yılmaz 17 yaşındayken Beşiktaş’taydı. O zamanki teknik direktörü Tigana ondaki cevheri görmüş ve sürekli oynatıyordu. Ama Burak gençti, olgunlaşmamıştı. Hem ona hem de Tigana’ya sabır gösterilmedi. Burak 27 yaşında yani Şenol Güneş ile kendini bulana kadar Anadolu’da dolaştı. Eğer Güneş olmasaydı niceleri gibi sıradanlaşıp, yok olacaktı. Şimdi 36 yaşında ve Avrupa’da... 10 yıllık bir zaman israfı var... Düşünün 17 yaşındayken ona sabır gösterilseydi bugün kimbilir nerelerde olurdu? Arda’nın 4-4-2’yi G.Saray alt yapısında değil de Milli Takımda öğrendim demesi de zaman israfına çok iyi bir örnektir... Ali Fuat Başgil’in o meşhur tespitini anlar ve düzeni değiştirirsek Letonya karşısındaki talihimiz de değişecektir.