Şike davasından birkaç yıl sonra döne- min önemli bir bürokratı bana, ‘Dünya tarihinin en açık şikesi’ demişti. ‘Kapatamazlar’ diye de eklemişti. Ona göre UEFA ve FIFA buna müsaade etmezdi. Aynı bürokrat işin perde arkasını yani F.Bahçe’yi aklamak için siyaset ve TFF ekseninde dönen meseleleri de anlatmıştı. Ama yazılmamak kaydıylaydı söylediği her şey.
Sonraki süreçte yani şike davasının Türkiye sınırları içinde adım adım kap- atılmaya çalışıldığı dönemde bu bürokrattan ortaya çıkıp bütün bildiklerini ka- muoyuna anlatmasını bekledim. Ama anlatmadı. O da birçokları gibi sessizliği tercih etti köşesinde. Belki makamımı kaybederim korkusu yaşadı. Belki de kendisinden daha yukarılarda bulunanların bile sustuğu bir ortamda ‘gerçeği dile getirmek bana mı düştü?’ diye düşündü.
Trabzonspor sayesinde makam, mevki, şöhret elde eden nice insan da tıpkı onun gibi Trabzonspor’a yapılan bu haksızlık karşısında susmayı tercih etmişti. Ve hala da susuyor camianın önde gelen birçok ismi. Sanatçısı, yazarı, siyasetçisi, iş insanı, kanaat önderi, sporcusu, yöneticisi, teknik direktörü...
F.Bahçe cephesinde ise her gün bir açıklama var. Sporcusundan sanatçısına, yöneticisinden iş insanına kadar. Ama gerçekler o kadar açık ve berrak ki, ne kadar açıklama yaparlarsa yapsınlar, ne kadar gür ve yüksek sesle bağırırlarsa bağırsınlar, ne kadar algı oluştururlarsa oluştursunlar bir türlü kamuoyunu inandıramıyorlar.
Son Yargıtay kararı bile her şeye rağmen aleyhlerindeydi. Zira daha önce dile getirdikleri birçok iddiayı çürütüyordu. Kararda şike yapılmamıştır denilmiyordu. Kararda kumpas vardı denilmiyordu. Kararda deliller uydurmaydı denilmiyordu. Ama bu karardan bile bir kahramanlık çıkartmaya çalıştılar. Nafileydi.
F.Bahçe camiası şike ile yüzleşmedikçe, mazisini kirletenlerle hesaplaşmadıkça, Trabzonspor’dan özür dilemedikçe ve o kupayı da müzesinden kaldırmadıkça aklanamayacak.
Yüzyıllar geçse bile...
Bu gerçeği kabul etmekle de büyüklüğünden bir şey kaybetmez. Juventus büyüklüğünden bir şey kaybetmedi çünkü.
Giriş Yap
Üye Ol
