EFSANE 61
Maç-Trabzonspor Tarihi kitabım camiada çok beğenildi. Gerçekten güzel bir eser
oldu. Eksikleri olsa da büyük bir takımın yarım asırdan hatta yüzyılın başından
başlayan tarihini kaleme almak, bunu 360 sayfaya sığdırmak kolay değil. Hele
lige çıktığı günden beri Türk futbolunun temel taşlarından biri olan, sayısız
sporcu ve spor adamı yetiştiren bir kulübün tarihini yazmak gerçekten ciddi emek
ister. Bu eseri uzun uzun anlatacak değilim. Yüzlerce Bordo-Maviye aşık insan bu
eseri satın aldı. Birçoğunada kitabı kendi ellerimle verme imkânı buldum. Ama
çok azı Trabzonspor U 19 Takımımıza kitap verirken kadar mutlu etti beni.
İstanbul’da Trabzonspor
aşığı bir iş adamımızın ki, çok ön plana çıkmak istemeyen ama U 19 takımına her
zaman destek veren eski bir yöneticimiz kendileri- desteği ile takımın kamp
yaptığı otelde oyuncularla bir araya geldik. Her birine bu kitabı büyük bir
gururla takdim ettim. Onlarla kısa kısa konuşma fırsatım da oldu. Ama yoldan
gelmiş ve yorgundular. Programa göre odalarına gidip dinlenmeleri gerekiyordu.
Oysa ben bu
buluşmada küçük bir konuşma yapmayı planlamıştım. Onlara, ‘Bu eser Trabzonspor’un şanlı geçmişini
anlatıyor. Sizler ise geleceğimizsiniz’ diyecektim. Ve devamla, ‘Bu kitabı okuduğunuzda
göreceksiniz ki sizlere bugünleri miras bırakan büyükleriniz öyle çileli
yollardan, öyle zorluklardan geçtiler ki, bulunduğunuzun yerin kıymetini biliniz’.
‘Sizler 5
yıldızlı otellerde kalıyor, ülkenin en güzel alt yapı tesislerinde antrenman
yapıyor, harika formalar, kramponlar, toplarla çalışıyorsunuz ama efsane
oyuncuların birçoğu bu imkânlardan mahrumdular. Onların zamanında ülkede birkaç
çim saha vardı. Üzerlerindeki formayı çıkartıp seyirciye atamazlardı, çünkü formanın
yedeği yoktu. Çivili kramponlar giyerlerdi ve zamanla çiviler ayaklarına
batardı. Ama onları farklı kılan azimleriydi. Hem saha içiyle hem de saha dışı
etkenlerle mücadele etmeleriydi.
Sizlerden
Ali Kemal, Hami, Fatih Tekke olmanızı beklemiyoruz. Olsanız iyi olur ama şunu
unutmayın 40 seçilmiş oyuncusunuz ve bulunduğunuz şehirdeki her çocuğun hayal
ettiği yerdesiniz. Size verilen bu imkânları değerlendirin. Hami olmasanız da Lemi
olun, Bekir olun, Soner olun, teknik direktörünüz Hasan Üçüncü gibi atom
karınca olun.
Sizler henüz
hiçbir şey başarmadınız. Lakin önünüzde büyük bir fırsat var. Bu fırsatı
değerlendirin. Vaktinizi sadece telefonla geçirmeyin. Kitap okuyun. Mesela
futbolcuların hayat hikâyelerini okuyun. Kaptan’ı okuyun, Beckham’ı okuyun,
Mesut Özil’i, Zlatan’ı, Alex’i, Muhammed Ali’yi okuyun.
‘Benim Hikâyem’de
David Beckham ne diyor biliyor musunuz, ‘Bugün büyük kulüplerle sözleşme
imzalayan bazı genç oyuncular kendilerini bir şey sanıyorlar. Bizim kuşağımızda
durum böyle değildi. Öyle olsaydı da Eric bizi hizaya sokardı”. Eric yani alt
yapıdaki teknik direktörü. Kendinizi şu yaşta bir şey sanmayın.
Aynı eserde
şunları da söylüyor Beckham, ‘İşler yoluna gitmezse bu alt yapıdan çıkmanın tek
yolunun daha aşağıya düşmek olduğunu biliyordum. Size en iyilerle birlikte olma
şansı verildiğinde bu şansı kullanmanız gerekir’. Bu şansı kullanın.
Şunu da
yapın. A takımın maçlarına gidin. Orada sizin mevkinizde oynayan oyuncuları
izleyin. Bir gün o oyuncuların yerinde oynayacağınızı hayal edin.
Şunu
unutmayın Trabzonspor alt yapısında yer alıyor olabilirsiniz ama daha hiçbir
şey başarmadınız. Bu takım için de daha hiçbir şey yapmadınız. Sıkı çalışın ve
bahanelere sığınmadan bu zor sınavı geçin. Daha fazla özveride bulunun. Her gün
bir önceki günden daha iyi olmak için çabalayın.
Göreceksiniz
bir gün hayallerinize ulaşacaksınız. Elinizdeki bu tarihi kitabın içine
gireceksiniz. Belki biz, belki başkaları sizin de hikâyenizi yazacak.
Ve son bir
söz; ‘Bir gün buradan başka bir yere giderseniz de şehre küsmeyin. Bu şehirde
her aile çocuğunun futbolcu olmasını ister dedik ya. İşte o ailelerin
hayallerinin yerinde sizler varsınız. Sizi kıskanabilir, yetersiz görebilir,
oynadığınız maçlarda ıslıklayabilirler. Bunları yaşamamak için oyununuzla
onları susturun”.