Değerli okurlar; Türk ve Atatürk kavramları ve ideallerinin tartışıldığı bir ortamda, Türklüğüm ve Atatürkçülüğümden duyduğum sonsuz gururla yazmadan edemedim.  Yaşadığım devlet tecrübesi göstermiştir ki; “Dünyada, bölgede ve ülkemizde gerçekleşen büyük olayların hiçbiri tesadüf olmayıp, her biri büyük bir planın parçasıdır.”

Andımızın okunmasının yasaklanması, Devlet Nişanı ve Cumhuriyet Nişanı ile Liyakat Nişanı’nda bulunan Atatürk kabartmasının kaldırılması sürecinde yaşanan gelişmelerin de hiçbirisi rastlantı değildir. Çok yönlü emperyalist saldırılar altında olduğumuz ve her zamankinden daha çok birliğe ve dirliğe ihtiyaç duyduğumuz bir zamanda alınan bu karara karşı yazabileceklerim ciltlere sığmayabilir.

O nedenle, birazını dizelere dökmeye çalıştım. Sözüm Türk olmayanlara değil, Türk olduğu halde, Türklüğünü inkar edenleredir.  Anayasamızın 66. maddesine göre; “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür!”

Gerisi dizelerde....

TÜRK’ÜM DEMEKTEN UTANMA!

Türk, kudrettir, Türk kuvvettir, töredir, adalettir,

“Türk’üm!” demekten utanma, diyememekten utan.

Türk; varolmak, feda olmak ve yeniden doğmaktır

Eşsiz bir dava uğruna, ölememekten utan.

Türk; sönmeyen bir ateştir, Türk batmayan güneştir,

Tüm cihanın gördüğünü, görememekten utan.

Sonsuza dek okunacak, duymayan da duyacak,

Türk’ün o kutlu andını içememekten utan.

Utan, biraz hayan varsa, utanmamaktan utan,

Aydınlığa varan yolda gidememekten utan.

“Ezelim Türk, ebedim Türk, en büyük Türk Atatürk,

O gurura, o güvence erememekten utan.