İkinci yarıda ise Trabzonspor, yine istediği gibi 50’inci dakikalarda oyunu lehine çevirdi. Novak attığı gibi golde yedirtiyordu. Trabzonspor, topa sahip olduğu zaman bilinçli işler yapıyordu. Defansta ki organizasyonu ile de rakibi bozuyordu. Daha önce Alanyaspor’u izlemiştim. Sakin ve bloklar arasında ne zaman ne yapacağı belli olmuyordu. Bu düşünceye de sahip olmasına rağmen gol bulamıyordu. Hosseını ’in oyundan atılması bir sorumsuzluk göstergesiydi. Kendi dünyasını yaşıyordu. Teknik heyetin son 10 dakikada oyun değişikliği ile bütün stoperleri oyuna sürdü. Topu ilerde kazanırsan hem takımı rahatlatırsın hem de pozisyon üretirsin. Bu değişlikler, Alanyaspor’a üstünlük sağladı. Derler ya ummadığın taş baş yarar. Ndiaye’nin yaptığını anlamadım. Böyle bir topa giriş şekli yok. Kendi kendini oyundan dışladı. Bu hareketler Trabzonspor’un tamamen oyundan kopmasına neden oldu. Bir de şunu hatırlatmak istiyorum. Trabzonspor’da bu tarz sakatlıkların oluşunu anlamış değilim. Neden, niçin oluyor?