SON DAKİKA
SON DAKİKA


İşimize mi Baksak?
3.12.2021

Ben hiçbir zaman mümkün olduğunca farklı yerde bulunmak gibi bir kaygı taşımadım. Bunun yerine bana iyi hissettiren yerleri tekrar tekrar görmek ve farklı zamanlarda oraları deneyimlemek hep daha cazip geldi. İşimin bana bu fırsatları cömertçe sunmasıyla da hem bolca yerde bulunma fırsatı yakaladım, hem de bu yerler arasında bende izler bırakan ve dostluklar kurduğum yerlere tekrar tekrar gitme şansına sahip oldum. Bu yerlerden birisi de Barcelona oldu.

Çılgın ve cana yakın insanları ve her santiminde size sanatı hissettiren detayları ile büyüleyici bir havaya sahip olan bu kent, kafamda bir düğünden çıkıp halısahaya top oynamaya gidecek, oradan çıkınca da şiir kitabı okuyarak uyumaya çalışacak Barcelonalı arkadaşımla bire bir örtüşüyordu. Böyle bir Barcelona ziyaretimde, gittiğim bilimsel toplantı sona ermiş ve dönmek için birkaç saat kalmışken beni arayan arkadaşım, birlikte yemek yemeyi önerdi. Ünlü La Rambla caddesindeki bir açık hava restoranında buluştuk. Bolca güldük, eski günlerden konuştuk. Yemek gelmek üzereyken restorandaki en yaşlı görünümlü garson bana doğru geldi, yanımdaki sandalyede bulunan çantayı işaret ederek “onu oradan alıp ya kolunuza takın ya da sırtınıza geçirin lütfen” dedi.

Yüzümdeki şaşkınlık ifadesini anlamlı bulmuş olacak ki, kaldırımda bir direğe dayalı olarak elindeki telefonla ilgilenen bir genci işaret etti. “Bakın” dedi, “şu adam muhtemelen bir yankesici ve bence o çantayı gözüne kestirmiş durumda.” Ben daha da şaşırdım ve hemen çantamı kapıp koluma geçirdim. O sırada gülmekte olan arkadaşıma “ne kadar ilginçsiniz, beni uyaracağına adamı yakalatsanıza” dedim. Arkadaşım daha da güldü. “İlginç olan sizsiniz” dedi. Beni çok uzun yıllardır tanıyordu. Japonya’daki öğrencilik yıllarımızda evinin elektrik hattında sorun olmuştu. Yanan kabloları dışardan köprü yaparak işlevsiz kılmış ve sorunu çözmüştüm. Arabasının karbüratör ayarı çok düzensizdi ve her ay mutlaka yeniden ayar yapıyordum. Evini boyatmak istediğinde aldığı fiyat pahalı gelince, bir haftasonu ayırmış ve hiç fena sayılmayacak bir işçilikle boyamıştım. “Bak Emrah” diye söze başladı. “Niye bilmiyorum ama sürekli etrafında sorun olarak gördüğün her şeye çözüm olman gerektiğini düşünüyorsun. Asıl tuhaf olan bu. Garson yankesiciyi niye yakalatsın ki? Onun işi seni uyarmak. Senin işin önlem almak. Yankesicinin işi çalmak. Polisin işi de onu yakalamak. Herkes işini yapıyor. Şimdi boşver bunları, güzel bir yemek yiyelim ve eski günleri analım.”

Zaten gittikçe daha da fazla bireyselleşen bir dünyada başkalarının sorunlarına duyarlı olmak bence hala çok saygıdeğer. Bununla birlikte başkalarının hayatlarına, işlerine kendilerininkinden daha çok ilgi gösterenler de gerçekten çok yorucu olabiliyorlar. Herkes önce kendi işini daha iyi yapmaya odaklansa, kendi sorumluluklarını yerine getirse ve sonra etrafına baksa, sanki daha mı doğru olur?

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap