SON DAKİKA
SON DAKİKA


Laf Sokmanın Dayanılmaz Hafifliği
26.11.2021

Bundan binlerce yıl önce kurda kuşa yem olmamak için kaçmak, saklanmak ve fırsat bulursa avlanmak için çırpınan insan, bugün biyolojik olarak çok değişmemiş yapısıyla bindiği asansördeki kokuyu, ayakkabısının küçük parmağına yaptığı basıyı ve diş macununun dişlerini istediği kadar beyazlatmaması gibi sorunları kafasına takma lüksüne sahip. Bu durumda bir anormallik yok. Bunlar hepimizin hakkı. Bununla birlikte, binlerce yıl önce bizi yırtıcı hayvanların arasında hayatta tutmak için var olan beynimizin, bugün en büyük derdinin deodorant kullanmayan insanlar olması sonucu içinde bulunduğu “işsizlik” durumunun, bizi modern dünyanın mutsuzları yaptığı da araştırmalardan çıkan önemli bir sonuç. Konfor beklentimizi yükselttikçe kaçan fırsatlar, üretebileceğimiz katma değerin çok altında kalmamızdaki en önemli etkenlerden biri.

Hayatının ciddi bir kısmı üniversitede 18-24 yaş arası gençlerin içinde geçen biri olarak fırsat buldukça onlara bu durumu anlatmaya çalışıyorum. Derdim büyük ölçüde bu genç çocukların risk almaktan uzak durmak istemeleri nedeniyle yapabileceklerinin çok daha altında kaldıkları hayatlarından sıyrılarak küresel rekabette yerlerini almaları konusunda cesaret ve olanak sağlamak. Geçmişinde bir kurt tarafından bir mağaraya sıkıştırıldığında mağaranın tavanındaki delikten çıkma yolunu bulan insanın, bugün bir işe girişirken günde kaç saat ayakta kalması gerektiğini hesaplaması bana bu yönüyle biraz komik; gelecekte oluşturacağı şartları kaçırmayı sağlaması açısından da trajik geliyor. Bu yüzden ders kapsamında kampüs arazisi içinde ekolojik incelemeler yapmak istediğimde “ama yağmur yağıyor” diyen gençlere “ben yıllardır hiç erimedim” dediğim, yapmayı planladığımız yurtdışı araştırma seyahatlerinde artan kur nedeniyle yeme-içme maliyeti sorunu yaşamamızın muhtemel olmasını kafasına çok takanlara da yirmi yaşındayken dünyanın bir ucunda on beş gün pirinç ve suyla gayet sağlıklı yaşadığımı hatırlattığım oluyor. Derdim elbette Dede Korkut’un kötü bir kopyası olmak değil. Daha çok konfor beklentilerinin, genç çocukların önlerindeki hayatın muhteşem detaylarla evrilmesine engel olmasının önüne geçmek. İnsanın ellerinin su toplaması, bir şey öğrenmek için günde on beş kilometre yürümesi, bazen yoğunluktan öğün atlaması, montunu yastık olarak kullanması halen dünyanın en rahat ülkelerinde bile insanların sıkça karşılaşabildikleri normal olaylar. Bunlar başımıza geldiğinde içinde bulunduğumuz ruh halini değerlendirirken, biyolojik olarak aslan saldırısına hazır olan bir bedene sahip olduğumuzu hatırlamakta fayda var. İşte bu yüzden, geleceğe açılan diğer tarafı parlak kapıları bugünden zorlayabilelim diye genç çocuklara sıkça söylediğim bir şey var: “Hiçbirimiz sandığımız kadar önemli değiliz. Dünyada bizden çok var. Bu yüzden ortaya bir katma değer koymalı, bize bir fark ve önem atfedilmesi için, içinde bizim olduğumuz bilgiler üretmeliyiz.” Sandığımız kadar önemli olmamamız demek, oturduğumuz evin çatısı akıtıyorsa ve ıslanıyorsak ev sahibine bu durumu haber vermemek demek değil. Bir araştırma yapıyorsak ve yağmur yağıyorsa, elbette önlem almak, olmuyorsa da bir süre için bunu görmezden gelebilmek ve şikayet etmemek demek. Bunu yapabilenler hızla yol alanlar oluyor. Yapamayanların bana bir zararları yok, canları sağ olsun. Ama yirmili yaşlarda elbette kaldırabilecekleri yüklerin altına girerek kabul edilebilir riskler almalarını tavsiye etmenin de bir sakıncasını görmüyorum. Biliyorum, yeterince zor hayatlar yaşıyoruz. Ama bunu iyi hale getirmek için her sabah bir saat erken kalkıp Çince çalışmak, kurt tarafından mağaraya sıkıştırılmış atalarımız için yeterince büyük bir dert değildi.

Bu vesile ile bu yazının ortaya çıkmasına sebep olan, “Arkadaşlar, sandığınız kadar önemli değilsiniz, lütfen konfor alanının dışına çıkın ve fark ortaya koyun” dediğim YouTube videosunun altına “Sandığımız kadar önemli değiliz, çok daha önemliyiz” yazan genç kardeşime teşekkür ediyorum. Yirmi sene sonra da bir videonun altına yorum yaparak kendisini mutlu ve başarılı hissedecekse hiç sorun yok. Ama tecrübelerim bundan daha fazlasının gerektiğini söylüyor. Hepiniz çok değerlisiniz gençler! Çok özelsiniz. Çok saygıdeğersiniz. Ama önemli olmak bir tercihtir ve fedakarlık gerektirir. Lütfen laf sokmanın dayanılmaz hafifliği ile üretmenin ve fark ortaya koymanın mutluluğu arasında doğru olanı tercih edin.

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap