SON DAKİKA
SON DAKİKA


Serotonin ve kilo verme ilişkisi
12.09.2020
Serotonin, insanda mutluluk, canlılık ve zindelik hissi veren bir nörotransmitterdir. Yüksek seviyede serotonin, zorluklarla baş etme ve hedeflerimizi gerçekleştirmek konusunda bizi pozitifetkiler ve güç verir. ABD nüfusunun çoğunluğu serotonin seviyesinden muzdarip fakat bizim ülkemizde de durum pek farklı değil. Düşük serotonin vücutta anksitiye, depresyon gibi sorunlara sebep olduğu gibi uyku ve hazım problemlerine de yol açar.
Beslenme konusuna buradan girecek olursam; düşük serotonin seviyesine sahip olmak bizi şekerli ve karbonhidratlı gıdalara yöneltir. Çünkü o an en kolay yoldan serotonin seviyemizi yükseltmek isteriz.
Vücudun bu durumdayken kendini ödüllendirmek üzerine bu gıdalara yönelmelerini anlamak mümkündür. Fakat serotonin açlığı çeken beynimizi işlenmiş şeker ve yüksek karbon hidratlı besinlerle besleyerek sorunu daha da arttırmış oluruz.

Öncelikle, bağımlılık kazanarak aynı rahatlamayı elde etmek için giderek daha fazla şekerli gıdaya ihtiyaç duyarız. Daha sonra bunun farkına varıp birden şekeri keser ve aslında şekere daha çok hasret ve bağımlılık hissi ile karşı karşıya kalarak daha fazla şeker tüketme eğilimine gireriz.

Çünkü “şekeri bugün kesiyorum” hissi bizi daha fazla strese sokarak düşük olan serotonin seviyemizi etkileyerek bizi şekeredaha bağımlı hale getirir. Bu yüzden çok ama çok sıkı olan diyetlerimizi nömrükısa olur. Düşük serotonin seviyemiz, aşırı yemek yememiz eve doymamış hissini yaşamamıza sebep olur. Yemekten kalkıp tıka basa doymuşken, aç hissetmiyorken canımızın tatlı istediği o an tam da serotonin seviyemizle alakalı bir durumdur. 
Yani aslında bize yemekten sonra o uyuşukluk uyku halini yaşatan da düşük serotonin seviyemizdir. Peki ne yapmalı, düşük serotonin seviyemizi arttırarak şekerli ve yüksek karbon hidratlı gıdalara yönelmeyi nasıl engelleyeceğiz dersek:
Böyle bir durumda birden radikal bir karar alıp ben şekeri kesiyorum demek düşük serotonin seviyesine sahip bireyi daha da olumsuz etkileyerek daha bağımlı biri haline getirebilir. Birşeyleri çıkarmak yerine bir şeyler ekleyerek bu durumla baş etmeye çalışabiliriz. Nasıl yapacak olursak;

Vücudunuz da serotonin miktarını arttırıcı etmenler gerçekleştirerek bunlar neler olabilir dersek... Arkadaşlarınızla düzenli egzersizler/yürüyüşler/buluşmalar yapmak, bir spor dalına yazılmak, hobiniz olan bir kursa gitmek, düzenli egzersiz yapmak, kitap okumak, meditasyon yapmak, evcil hayvanınızla vakit geçirmek, sokaktaki hayvanlarla ilgilenmek, yüksek proteini ve sebze meyve tüketimini arttırmak. 
Farkındaysanız size bunu bunu kesin şunu şunu kesin demedim. Aksine hayatınızda hiçbir şey kesmeden yeni oluşumlar ekleyin. Yeni aktiviteler, hobiler, yeni durumlar oluşturun böylece vücudunuzdaki serotonin miktarını arttırmış olursunuz. Bir anda şekeri kesmek yerine hayatınıza bu saydığım aktivitelerden her gün az az katıp bunları bir parçanız haline getirip serotonin miktarınızı arttırdıkça, düşük seviyedeyken yoğunlaştınız şekerli ve karbonhidratlı gıdalara eğiliminiz azalacaktır. Serotonin seviyesi arttıkça; düşmelere bağlı anlık serotonin arttırma ataklarına girmemiş olacaksınız. Hayatına ekle, serotonini yükselt, zamanla çıkar metodunu denemekte fayda var.
Sağlıklı günler dilerim.

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap