Koronavirüs salgını
nedeniyle yaklaşık iki aydır zor günler geçiriyoruz.
Kendimizin ve
sevdiklerimizin sağlığından endişe ederken, psikolojik olarak da adeta bir
sınav veriyoruz.
İşini kaybedenler,
ücretsiz izne ayrılmak zorunda bırakılanlar ve iş yerlerini kapatan esnaf, çok
daha ağır geçiriyor bu süreci şüphesiz.
Kargocular, kuryeler
gibi işleri daha da artan ve her gün tehlike ile burun buruna çalışanların
zorluklarını da göz ardı etmemek gerek.
Ama bir meslek grubu
var ki, haklarını ödeyemeyiz…
Doktorlardan
hemşirelere, teknisyenlerden hasta bakıcılara kadar tüm sağlık çalışanlarımız,
bizler için kendi sağlıklarını ikinci plana atarak gece gündüz demeden
çalışıyorlar.
Bu mücadelenin
başkahramanları onlar…
Markete bile
düşünerek gittiğimiz bugünlerde onlar evlerine gidemiyor, gitseler bile iki
aydır eşlerine, çocuklarına, anne ve babalarına sarılamıyorlar…
Salgına yakalanan
hastalar nefessiz kalmasın diye adeta soluksuz çalışıyorlar.
Ve ne yazık ki
koronavirüs illeti ile en çok onlar burun buruna geliyorlar…
Sağlık Bakanı
Fahrettin Koca’nın geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklama ile öğrendik ki, 7 bin
428 sağlık çalışanımız enfekte olmuş durumda.
İçlerinde hayatını
kaybeden ülkenin çok önemli profesörleri, doktorları ve hemşireleri var.
Ve son olarak önceki
gün ‘yoksulların doktoru’ olarak bilinen Prof. Dr. Murat Dilmener’in de
koronavirüsten hayatını kaybetmesinin acısını yaşadık.
Çok ama çok şey
borçluyuz onlara…
Koronavirüs salgını
nedeniyle hayatlarını kaybeden sağlık çalışanlarımızın şehit sayılması
talebinin bir an önce karşılık bulması gerektiğine inanıyorum.
Bunu sonuna kadar
hak ediyorlar.
Son günlerde vaka ve
ölüm sayılarının azalması, iyileşme oranlarının artmasına seviniyorsak, bunda
her birinin büyük payı var.
Onların hayatlarını
böylesine riske attığı bir dönemde ne olur “Bitti” denilmeden rehavete
kapılmayalım.
Sokağa çıkma yasağı
dışındaki günlerde ülkenin dört bir tarafına baktığımızda bir rahatlama olduğu
açıkça görünüyor.
Bilim Kurulu Üyesi
Prof. Dr. Tevfik Özlü ‘Salgın devam ediyor’ diyerek, özellikle sokağa çıkma
yasağı sonrası her şey normale dönmüş gibi davranılırsa ve sosyal mesafe
kuralına uyulmazsa bir hafta, 10 gün sonra tekrar yukarıya doğru çıkışı görebileceğimizin
uyarısını yapıyor.
Yani hala
insanlarımız hayatlarını kaybediyor ve hiçbir şey bitmiş değil…
Başta hayatları
pahasına emek harcayan sağlık çalışanlarımız olmak üzere, zor şartlarda
çalışmak zorunda kalan diğer insanları ve kendi sağlığımızı düşündüğümüzde,
lütfen uyarıları dikkate alalım.
Hiç değilse
sağlıkçılarımızın emekleri karşısında bir vefa gösterelim.
Bizim yapacağımız
tek şey, hayatın normalleşmesini sağlamak için kurallara riayet etmek.
Yani en kolayı…
Biraz daha dişimizi
sıkalım ve bu kadar emeği heba etmeyelim!