Türkiye, 2.5 ay süren koronavirüs tedbirlerinin ardından 1 Haziran itibarıyla normalleşme dönemine başladı…

Küresel boyutta mücadele edilen salgın sırasında oluşan ekonomik kayıplar düşünülerek başlatılan normalleşme sürecinden kastedilen şüphesiz bu değildi…

Özellikle hafta sonu İstanbul ve İzmir başta olmak üzere birçok şehirde ortaya çıkan  görüntüler, bu kadar da olmaz dedirtti.

Görülüyor ki 5 bine yakın vatandaşımızın hayatını kaybettiği bu kadar ciddi bir durumu da hemen kanıksadık.  

Salgının en başında 10 kişi hastalığa yenik düştüğünde korkuya kapılanlar, her gün en az 20 kişinin ölmeye devam etmesine rağmen rahatlamış görünüyor.

Bakıldığında yeni vaka sayıları bin civarında seyretmeye devam ediyor.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tedbirlerin elden bırakılmaması için sosyal medya üzerinden birbiri ardına çağrı yaparken; son paylaşımındaki “Filyasyon çalışmalarında ‘Geçmiş olsun’ ziyareti sebebiyle bir ilimizde 190 kişiye virüs bulaştığı tespit edildi. Bir diğer ilimizde, asker uğurlamasında 58 kişi virüsle enfekte oldu. Tedbir azaldıkça tehdit artıyor” şeklindeki sözleri, içerisinde bulunduğumuz durumu net olarak ortaya koydu.

Maske takalım, sosyal mesafeyi koruyalım, hijyene dikkat edelim denildikçe hala geçmiş olsun ziyareti yapılmasındaki mantık nasıl izah edilebilir…

İşe gitmek zorunda olanları ayrı tutarak söylemek gerekirse; ilk günden itibaren ülkenin yarısı evinde çıkmayıp tüm tedbirlere harfiyen uyarken, yaşlılarımız ve gençlerimiz hala evde kapalı kalmaya devam ederken, vurdumduymaz kesimin faturası herkese kesiliyor…

Bir tarafta ağzında olması geren maskeyi eline alarak otobüse binip uyarılar sonrası insanlara saldıranlar…

Diğer tarafta parklarda sosyal mesafenin sıfır olduğu kalabalık eğlenceler düzenleyenler…

Galata Köprüsü başta olmak üzere birçok noktada tedbirsiz balık tutanlar…

Kendisine ve çevresine bir şey olmadıkça durumu yok sayanlar olduğu sürece Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz’un “Yeni normalde, maske-mesafe-hijyen başta olmak üzere tedbirler uygulanmazsa, 2. dalga bizde de kaçınılmaz olur” açıklaması çok uzak değil gibi görünüyor…

Uygulanan ilk sokağa çıkma kısıtlamasında, içecek ve malum markanın bisküvisini alan kişileri günlerce cahillikle suçlayarak sosyal medyada linç edenler; en elit parklarda halay çekiyor, AVM’leri tıka basa dolduruyor…

Yetkililerin de ısrarla söylediği gibi sokağa çıkma kısıtlamasının kalkması her şeyin normale döndüğü anlamına gelmiyor...

Son vakanın tedavi edildiği, salgınla mücadelenin geride risk kalmayacak şekilde başarıya ulaştığı zaman tam olarak normalleşmemiz gerektiğini anlamak zor olmasa gerek…

Tedbirsiz geçirdiğimiz yarım saat, evde kaldığımız tüm günlere mal olabilir… 

Bazı şeyleri idrak etmek için başımıza gelmesini beklemeyelim…

Sayıları takip etmemiz yeterli…