SON DAKİKA
SON DAKİKA


Bayramda çalışırız bayramlar için (köy enstitüleri)
24.04.2021

1940 yılında ülkenin gereksinimden doğan Köy Enstitüleri, oy kaygısıyla 1946’da Hasan Ali Yücel’in bakanlıktan ve İsmail Hakkı Tonguç’un genel müdürlükten alınmaları ile amacından uzaklaştırılmıştır. Çünkü bu okullar öğretmen okulu adıyla açık tutulmuştur.

Talip Apaydın’ın bir anısını yazacağım bu yazımda:

Kurban Bayramı tam kışın ortasındaydı.

***

Hava soğuktu. Kar, fırtına… Eskişehir ortalarında papaz harmanı savruluyordu. Sular donmuştu. Santral kanalı kapandığından, elektriklerimiz yanmıyordu. Akşam seminerlerinde kitap okuyamıyor, ders çalışamıyorduk. Dersliklerimizde pelerinlerimizle oturuyorduk. Musluklardan su akmıyordu. Ellerimizi, yüzümüzü yıkamak için dere kenarına gidiyorduk. İçme suyumuz yoktu.

Bayram sabahı kampana çaldı. ‘Dışarıda toplanılacak’ dediler. Müdürümüz Rauf İnan, merdivende bizi bekliyordu. Üstünde palto bile yoktu. Boz urbaları içinde yağız çehresiyle bir heykel gibiydi. Savrulan karlardan gözlerini kırpıştırıyordu. O halini görünce biz de pelerinlerimizin yakalarını indirdik. Ellerimizi cebimizden çıkardık.

‘Arkadaşlar!’ diye başladı. Korkan insanın muhakkak yenileceğini, korktuğuna uğrayacağını söyledi. Hava soğuk ama siz isterseniz üşümezsiniz. Bugün bayram, dedi. Şimdi birbirimizi tebrik edeceğiz, sonra yapacağımız iki iş var: Ya içeri girip sıralarda büzülmek, zamanımızı faydasız geçirmek yahut da kazmayı, küreği alıp santral kanalını temizlemeye gitmek. İnanarak çalışan insan ne soğukta üşür ne sıcakta yanar.

Ben, şimdi kazmamı küreğimi alıp kanala gidiyorum. Çünkü kanal açılınca elektriğimiz yanacak. Kitap okuyacak, ders çalışabileceksiniz. Sularımız akacak, yıkanabileceksiniz. Bizim asıl bayramımız, yurdumuzun bu gerilikten, karanlıktan kurtulduğu gün başlayacaktır. Parolamız: Bayramda çalışırız bayramlar için. Ben gidiyorum, gelmek isteyenler gelsin. Hepimiz geleceğiz diye bağırmıştık. Bayramda çalışırız bayramlar için! Altı yüz kişi böyle bağırdık. Kazma küreklerimizi işlikten alarak kanala yöneldik. 10’ar metre ara ile dizildik. Kazmayı vurdukça yüzlerimize buz parçaları fırlıyordu.

O insanlar, öğrenciler Türkiye’yi de yükselteceklerdi. Bayramda bile çalışacaklardı bayramlar için. Ama izin vermediler. Aydınlıktan korktular. Karanlığın bilinmezliğine sığındılar. Bu güzel kuruluşu kapatarak, büyük ve aydınlık Türkiye ülküsüne izin vermediler.

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap