SON DAKİKA
SON DAKİKA


Güneş balçıkla sıvanmaz
28.12.2021

Birileri, kedi fare ile oynar gibi bizimle oynuyor. Ülkemizin ve toplumumuzun ekonomik bağımsızlığına ipotek konulmak isteniyor. Bakıyorsunuz, dolar olmuş 18 TL, bakıyorsunuz bir gecede inmiş aynı dolar 12 TL’ye. Ama kim oynuyor ekonomimizle? Kim çıkmaza sürüklüyor toplumu? Elde olanaklar vardı ise neden döviz yükseldi? Olanaklarımız yoktu ise neden bir haftada bu kadar dövizde iniş çıkış yaşadık?  Hazine tamtakır olursa, Merkez Bankası’nda Türk parasının değerini koruyacak döviz yoksa elbette ki paramız, pul olur ve dövizden de zengin olanlar olur. Dövizle birlikte artan doğal gaz fiyatları, artan benzin, mazot fiyatları, insanlarımızın yaşamını etkiliyor elbette. Döviz kurları, vatandaşın ısınmasına darbe vuruyor. Doğalgaz, elektrik, kömür gibi dışa bağımlı enerji kaynaklarında fiyatların hızla artması, evlerde ısınma maliyetlerinin katlanmasına neden oluyor. Asgari ücretli bir vatandaşın gelirinin yüzde 27’si ısınmaya gidiyor. Doğal olarak az gelirli vatandaşlarımız, daha az ücretle ısınma arayışlarına giriyorlar. İnsanlarımız, evinde doğalgaz kullanım düzenlemesi olmasına karşın soba ile ısınma zorunda kalıyorlar. Evlerde; doğalgaz, klima, akaryakıtlı kalorifer, soba ısınma kaynaklarını oluşturuyor. Şu anda doğalgazı, 81 ilimizin yüzde 66’sı kullanmaktadır. Ne yazık ki bu ülkenin insanlarının yüzde 60’ı doğalgaz kullanacak ekonomik güce sahip değildirler. Doların yükselişi ile birlikte, diğer ürünlerde de  fiyat yükselişi genele yayıldı. Sebzeden tutunda ulaşım araçlarına, doğal gereksinim ürünlerine kadar aldı başını gidiyor.

Benzin, mazot 11 TL’yi geçti. Bu artışın, tüketim mallarının vatandaşa ulaşmasında olumsuz etkisi oluyor. Vatandaşın bir yerden başka bir yere gitmesinde sınırlayıcı oluyor. Ama tuzu kuru olanların, fiyat düşürme veya fiyat ayarlama gibi bir sıkıntıları yok galiba. Çiftçinin buğday üretimi fiyatı 6 TL’ye ulaştı. Doğal olarak bu yükseliş, beraberinde ekmek fiyatlarının da artışını hızlandırdı. Serbest ekonomi adı altında yapılan alışverişlerde denetim yok. Herkes, fiyatı kendisi belirliyor. Fiyatlar biraz da vatandaşın alım gücünün yüksekliğine göre satıcı tarafından ayarlanıyor. Türk Lirası erimeye devam ediyor.

Türk parasının erimesi, bizi itibarsızlaştırıyor. 30-40 sene önce evinin eşyalarını ülkemizde satarak geçimini sağlayan ülkelerin paraları, bizim paramız karşısında yüzde 60 değer kazandı. Yardım ettiğimiz ülkeler, bizi ekonomik yönden gelip geçti. Sokakta bir gencimiz- ki taşı sıksa suyunu çıkarır-benden 10 TL istedi. 20 yaşlarında bu gencimizin gurur zedelenerek para istemesi, sokakta dilenmesi gerçekten bana acı verdi. Kendisine, “Oğlum, güçlü kuvvetli bir gençsin, çalışsan olmaz mi?” sorusunu yönelttiğimde gözlerinde yaşlar akarak, “Bul işte çalışayım amca.” İçim sızladı, gencin karşısında çaresiz kaldım. Benim delikanlım, genç kızım gururludur, onurludur. Bu insanları, bu duruma düşürenler, oturup düşünmeli ve geceleri uyuyamamalıdırlar. Siyaset her şey değildir. İktidar olmak ise geçicidir. Önemli olan insan olmaktır. İnsana, insanlığa hizmet etmektir. Kahve köşelerinde, sokaklarda aylak aylak dolaşan enerji dolu gençlerimizin enerjilerinden yararlanmasını beceremiyorsak, o siyaseti bırakmak ve koltuklardan kalmak onurlu bir davranış olur sanıyorum. Evet, paramız, pul olmuş. Vatandaşımız; ısınamıyor, karnını doyuramıyor, onuru ile yaşayamıyor. Bu gerçeği görmek gerekir. Güneş balçıkla sıvanmıyor.

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap