İnsanoğlu için hatadan dönmek
erdemliktir. 20 yıllık iktidar tüm devlet kurumlarını siyasallaştırdı. Bu
yapılanma ister istemez otoriter rejime gidişi hazırladı. Çünkü siyasal kadro
ne isterse bürokrat onu yerine getirmeye başladı ki bu demokrasi açısından
kaygı vericidir. Bir ülkede adalet işlevini yerine getiremiyorsa orada haktan
hukuktan söz etmek yanlış olur. İçeride ve dışarıda yönetimin yaptığı hukuk
dışı yaklaşımlar hem ülkenin itibarını düşürür hem de iktidar için büyük risk
oluşturur.
Seçimle
gelen bir iktidarın seçimle gitmesi kadar doğal yaklaşım olamaz. Her siyasal
iktidarın bir ömrü vardır. Mutlaka toplum açısından yıpranacaktır ve iktidardan
gidecektir. Ama iktidarı vermemek gibi bir çaba demokratik ülkelerde
düşünülemez bile.“Armut piş ağzıma düş.” Sözünde olduğu gibi hiçbir iktidar da
muhalefete,” Ben yoruldum gelin bundan sonra siz götürün,” demez. İktidar
karşısında güçlü olunamazsa ve inandırıcı projelerle toplumun karşısına
çıkılmazsa elbette ki yine iktidar iktidarlığını sürdürür. Bu olağanüstü
koşullarda demokrasi cephesi her türlü özveride bulunarak birleşemiyorsa ve
parti içi hesaplarla, parti içi liderlik kavgalarıyla zaman öldürüyorsa iktidar
değişimini beklemek hayal olur. Bu küçük oyunların içine düşen muhalefet,
toplum nazarında iktidar kadar suçlu duruma düşer.
Demokrasi, bizim olmazsa
olmazımızdır. Demokrasi, yalnız siyasal partiler için değil, tüm sivil toplum
kurumlarının, işçi, çiftçi, öğretmen, doktor, esnaf, iş insanı, sanatkar… için
her alanda vazgeçilmez bir yönetim biçimi olduğu unutulmamalıdır. Doğal olarak
da herkes kendi gelecekleri için, çocukları için, torunları için elini taşın
altına koymalıdır. Farklı anlayış ve amaçla kurulan siyasal partiler, demokrasi
için eylemde birleşmek zorundadırlar. Taban ne der, korkusunu parti liderleri
düşünürlerse o zaman bu ülke ve bu toplum oluşumdan zararlı çıkar.
Yanlış
anlaşılmasın demokrasi muhalefet kadar iktidar için de gereklidir. 15 Temmuz
Olayı, muhalefetten çok iktidar için bir ders olmuştur. Emperyalizmin memuru
olan FETO, siyasal İslami kullanarak, toplumun dini duygularını okşayarak,
Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmak için darbe girişiminde bulunmuştur. Demokrasi ve
demokrasi kuralları içinde kurulan devletimizi, siyasal amaçlı başka
kuruluşlara teslim etmeye kalkışırsak işte 15 Temmuz olayı ile karşı karşıya
gelmiş oluruz.
1 Mart
2003 tezkeresi ile FETO’cülerin ABD’nin onayı ile harekete geçtikleri bir
gerçektir. Tezkerenin reddi, Ilımlı İslam projesini hızlandırmıştır. Gerek
iktidar, gerekse muhalefet demokrasiyi güçlendirmek için çaba göstermeleri, FETO sürecinin ortadan kalkmasına katkıda
bulunacaktır. İktidarların, ne pahasına olursa olsun iktidarda kalma hırsları,
ülke çıkarları açısından olumlu yaklaşım olamaz. Bir yanlışın başka bir
yanlışla sürdürülmesi olanaklı değildir. İktidarlar, tükenmişse, topluma ve
toplum yararına sunacakları projeleri kalmamışsa bir an önce seçime
gitmelidirler. Hem, geçmiş iktidar nefes alır, hem de toplum kendine güven
kazanır. Çıkmaz yolda olan ülkemizin düzlüğe çıkması için neden tüm siyasal
partiler, bir yuvarlak masa etrafında toplanmazlar? Neden birlikte çözüm
üretmezler? Ulusal sorunlarda neden omuz omza vermezler? Ben mi çok şey
bekliyorum yoksa?