SON DAKİKA
SON DAKİKA


Ulus devleti olmak
12.03.2021

 
1970 yıllarından beri Türkiye’yi uluslararası alanda itibarsızlaştırma çabaları sürüp gidiyor. Önce, Atatürk’ü toplum nazarında sıradanlaştırmak istediler. Sonra ülkemizin gençlerini sağcı, solcu veya milliyetçi ve sosyalist olarak böldüler. Aynı kaynaktan verilen silahlarla gençlerimizi birbirlerine kırdırdılar.

Peşinden 24 Ocak kararlarını aldırdılar. Karma ekonomiden liberal ekonomiye geçişin adımlarını attılar. Bu kararların uygulanması kolay olamayacağı için 12 Eylül darbesini yaptırdılar. Arkadaki güçler adım adım hedeflerine ulaşmaya başladılar.

24 Ocak kararlarının temsilcisi Rahmetli Turgut Özal’a devleti teslim ettiler. Yılların emeği olan devlet fabrikalarını, devlet kurumlarını birer birer sattırdılar. Onların amacı, üretim toplumu olmaktan çıkarılıp onlara gereksinim duyan tüketim toplum yaratılmak istediler ki başarılı da oldular.

Liberal yapılanmayı tamamlamaya Özal’ın ömrü yetmediği için yerine AKP’yi kurdurdular ve bu kadro ile yollarına devam ediyorlar. Samanı bile dışarıdan alan ülke konumuna getirdiler.
Yukarıda belirttiğim planın parçası olarak, Orta Doğu ülkelerini parçalamak ve o ülkelerin yer altı kaynaklarını ele geçirmek için uzun süreli BOP projesini devreye soktular. Bizim de sırtımızı sıvazladılar ve BOP eş başkanlık makamını bize lütfettiler.

Sudan sebeplerle Irak işgal edildi. O günkü yönetimimiz, kendine göre Irak’tan pay alacaktı. Özal, “Bir koyup üç alacağız” diyordu. Sonuç mu? Koskoca bir sıfır. Bize verilen ödül ise güçlendirilmiş PKK ve onları destekleyen ülkelerle düşmanlık.

Bu arada biz Arap toplumuna yaklaştık. Onlara ağabeylik, hamilik yapma görevini üstlendiğimizi sandık.  AB’ye sırt çevirdik. Gördük ki Araplar bizi kendilerinden kabul etmediler. Bir Arap Kralı’nın ölümünde günlerce bayraklarımızı yarıya indirdik. Ama yaranamadık.

Geçen günlerde 11 kahraman subayımız şehit oldu. Katar ve Fas’ın dışında hiçbir Arap liderinden başsağlığı mesajı gelmedi. Gelmez de. Çünkü Araplar bizi ta Osmanlılardan beri sevmediler. Her zaman arkadan vurdular ve vuruyorlar da.

Arap Birliği’nin son toplantısında “Arap ülkelerinin içişlerine karışmakla suçlandık. Irak, Suriye ve Libya’daki güçlerimizin geri çekilmesini istediler. Belirtilen ülkelerdeki eylemlerimizi sonlandırmamızı belirttiler. Arap ülkelerinin egemenlik haklarına karıştığımızın savını ileri sürdüler.

Halbuki biz, okur yazar olmayan, ekonomisi sıfır olan bir ulusla Kurtuluş Savaşı verdik. Ayağımızda yırtık çarık, sırtımızda yamalı asker elbisesi ile cepheden cepheye koştuk. İşgal edilen topraklarımızı kurtardık. Namusumuzu, şerefimizi yabancıların ayakları altına serdirmedik. Bağımsız TC Devletini kurduk.
Gerek ülkemizdeki vatan hainlerine gerekse dünya egemenliğini ellerinde tutan ülkelere kafa tutan Başta Atatürk olmak üzere cepheden cepheye koşan yüce komutanlara nefretle bakan insanlara gerçekten acıyor ve üzülüyorum.

1929 dünya ekonomik krizine rağmen o yoksul ülkemiz yüzde yedi büyüme gerçekleştirmişse bu başarı alkışlanmalıdır. 15-20 yılda sayısız fabrika kurulmuşsa, kazma kürekle kilometrelerce demiryolu, kara yolu yapılmışsa  bunu başaran TC kurucusu olan insanlara saygı duymak gerekir.

Doğru da bu Atatürk düşmanlığı nereden geliyor? Toprağın yoktu toprak verdi. Ülken yoktu ülke verdi. Kul idin seni ulus yaptı. Yargı önünde hakkını savunma olanağı verdi. Bağımsız bir ülkenin onurunu verdi. Güzel de daha ne istiyorsun e benim vatandaşım? Neden ülke ve ulus düşmanlarının peşinden gidiyorsun?

Bence oturup geçmişi iyi değerlendirmeliyiz. Ne dersiniz?    

 

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap