İşçilerin merakla beklediği asgari ücret nihayet açıklandı.

Her ne kadar Türk-İş Başkanı Ergün Atalay, “Türk-İş'in teklifi 9 bin lira. Verirlerse imzalarız, vermezlerse masaya oturmayız” dese de,  Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından yapılan açıklama sonrasında yeni asgari ücret yüzde 54,66 zamlanarak 8 bin 506 liraya yükseldi.

Oran gerçekten iyi bir oran.  Nereden bakarsanız bakın asgari ücret 3.000 lira zamlanmış oldu.

Evet, pahalılık hala devam ediyor. Özellikle zincir marketler fırsat bu fırsat deyip, zam üstüne zam yapıyor. Kiralar almış başını gitmiş. Geçim zor. Fakat devletimiz aldığı önlemlerle vatandaşını rahatlatmayı başardı.

Devam eden zamlar artık fırsatçıların vazgeçilmezi olmuş. Devlet ne kadar önlem alırsa alsın çare olamıyor. Asgari ücret açıklanır açıklanmaz hemen etiket fiyatları değişiyor. Ev sahipleri kiraları artırıyor. Zamlı maaş işçinin cebine girmeden eriyip bitiyor.

Peki, ne yapılmalı?

Daha sıkı tedbirler mi alınmalı, yoksa teker teker her ürüne üst limit belirleyip, bunun üzerine çıkamazsınız mı denilmeli?

Bunları yazarken bile zül duyuyorum. Biz ne ara böyle bir millet olduk? ‘Komşusu açken tok yatan bizden değildir’ şiarıyla birbirini gözetip kollayan bir millet; nasıl oldu da her fırsatta daha çok kazanmak için komşusunun cebindeki üç kuruşa göz dikmeye başladı?

Devir değişiyor evet, yaşam şartları da ona göre şekilleniyor fakat tüm bu zorlukların içinde önemli olan insan kalabilmek olmalı. Eskiden geçim sıkıntısı yok muydu? Krizler, savaşlar sadece bu döneme mi mahsus? Tabii ki hayır. Peki, ne oldu da biz sadece cebimizi doldurma peşine düştük.

Alım gücünün düştüğü doğrudur. Fakat bu alım gücünü ayağa kaldırmak istemeyen de yine bizleriz. Bir garip toplum olduk, nereye gittiğimiz belli değil.

Biz;

Güneş gibi ol şefkatte, merhamette.

Gece gibi ol ayıpları örtmekte.

Akarsu gibi ol keremde, cömertlikte.

Ölü gibi ol öfkede, asabiyette.

Toprak gibi ol tevazuda, mahviyette.

Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.

Diyen Mevlana’nın ve

Bir hastaya vardın ise bir içim su verdin ise

Yarın anda karşı gele Hak şarabın içmiş gibi

Diyen Yunus Emre’nin ‘insan’ odaklı ve önceliği insan olan şiirleriyle harmanlanmış bir milletiz. Ve bu şiirlerinin yazılma sebebi de bu aziz milletin insana olan saygısından kaynaklıdır. Şimdi baktığımızda birbirimize saygımızı kaybetmişiz; saygı kaybedilince sevgi de kalmamış.

Bize şimdi bir Mevlana bir de Yunus Emre gerek...