Ülke olarak ekonomik krizle mücadele ettiğimiz doğrudur.
“Evdeki hesap çarşıya uymuyor” atasözümüz şimdilerde daha
çok anlam kazandı. ‘Orta gelirli’ kavramının yok olduğu ülkemizde, zengin ile
fakir arasındaki makas açıldıkça açıldı. Hal böyle olunca her daim ‘güç’ zenginlerden
yana olduğundan adalet tamamen birilerinin tekeline geçti ve zulüm böyle
başladı.
Birileri buna göz göre göre ses çıkarmadı. Birileri de
gücü yettiğince mücadelesini verdi fakat nafile. Atı alan Üsküdar’ı çoktan geçti.
Güzelim ülkemizde ‘ekonomik kriz’ deyip geçtiğimiz
aslında sadece ‘ekonomi’yi değil, ülkenin bütün temel taşlarını yerinden
oynatıyor. Vatandaş olarak da bu durumun vahametini çok kez dile getirdik.
Bağırdık, çağırdık. Haklıydık da fakat devlet büyüklerimiz vatandaşının
mutfağındaki yangına bir an önce çözüm bulmak yerine dalga geçer gibi
söylemlerde bulunmaya devam ediyor.
Bunun bir örneğini geçtiğimiz günlerde Hazine ve Maliye
Bakanı Nurettin Nebati’nin Mersin Silifke’de halka seslenişi sırasında yaşadık.
Hedefine ilk önce muhalefeti alan Bakan Nebati, 'Türkiye
üretmez' dediniz. Sen Türkleri, Türkiye’yi tanımıyorsun. Türkler çılgındır.
Yola çıktı mı, iyi bir liderle devirip gider Allah’ın izni ile” dedi. “Şimdi
onlar mevsimsel şartlardan dolayı oynayan fiyatlarla soğanı konuşurlar” diyen
Bakan Nebati şöyle devam etti: “'Soğan şu fiyata, bu fiyata gitti' diyorlar.
Şimdi yeni ürünler çıktı ya, soğan fiyatları aşağı gitmeye başladı ya, ben de
onlara diyorum ki 'Git cücüğü ile oynayın biraz, cücüğü ile'. Adamın bütün şeyi
şu; 'Efendim ne olacak bu İHA’lar SİHA’lar, uçaklar, yollar ne işe yarıyor?' Be
mübarek adam! Silifke’nin yoğurdunu, çileğini Ankara ile İstanbul’da yemek için
yol lazım, yol. Ama bunu bilmezler, anlamazlar.”
Türkiye’nin üretmesine hele hele İHA’lara ve SİHA’lara
kimsenin laf etmeye hakkı yok. Bu ülke hepimizin. Tabii ki en iyisini üretmek,
güçlü olmak tüm ülke halkının ortak isteğidir. Fakat, patates-soğan
fiyatlarındaki fahiş artışı, bir de Ramazan ayında olunca dile getirmek yanlış
mı? Evin temel gıdalarından olan soğanın kilosunun 30 liraya kadar çıkması ve
halihazırdaülkenin ciddi bir bölümünün asgari ücretle geçindiğini düşünürsek, vatandaşın
tepki göstermesi kadar doğal bir durum yoktur. Keza bu durum muhalefet için de
geçerlidir. Şu seçim döneminde muhalefetin bunu dile getirmesi kaçınılmazdı.
Kaldı ki Ekonomi Bakanı Nebati’nin bu artışı halkına ve
yarış içinde olduğu muhalefet kesime sade bir üslupla anlatmak yerine ‘'Git
cücüğü ile oynayın biraz, cücüğü ile'.demesi abesle iştigaldir.
Siyasette kirlenin bu dil, genç nesli de etkiliyor. Hiç
kimse kibarlıktan, sadelikten yana değil artık. Ülkede olumsuz durumları bu
kavgacı tutumla daha da çıkmaza soktuklarını hala görmüyor mu?
Üstelik bunu yaparken muhalefeti kötü üslupla
eleştirdiğin gibi, oy için kapısına dayandığın vatandaşı da etkiliyor. Bu aziz
millet zekidir ve her ayrıntıyı görüp sandıkta ona göre karar verir.
Bizim yapmamız gereken şey siyasi görüşümüz her ne olursa
olsun ülkenin yararına olan her ne varsa savunmaktır. Diğer taraftan ekonomik
anlamda sıkıntı yaşanıyorsa da buna tepki gösterilmelidir. Geçtiğimiz yıllarda
kilosunu 3-5 liraya aldığımız soğana 30 lira verirken o soğan sadece gözlerimiz
değil, yüreğimiz de yakmıştı. Bunları göz ardı etmeden, kelimelerimizi dikkatli
seçerek konuşmamız elzemdir.
Zira son iki yıldır bu halkın artık ekonomiden dolayı
gözlerinin feri sönmüştür.
Bunu da unutmamak gerek.