Ülkemiz ekonomik çıkmazın içerisinde kıvranmaya devam
ediyor. Bütçe açığını vatandaşın sırtına vergi yükü olarak yükleyerek kapatmaya
çalışsalar da çare olmuyor.
Vatandaş haklı olarak, “Nasıl bir kriz ki bitmek bilmiyor…”
diyor. Çarşı-Pazar hala ateş pahası… Maaşlara yapılan zamları zaten söylemeye
gerek yok. Çoktan eridi bitti kül oldu.
Cebinde parası kalmayan vatandaş, mecbur kredi ve kredi
kartlarına sarıldı. Borç ve sonrasında gelen icralar arttıkça arttı. Durum bu
kadar vahimken, Maliye ve Hazine Bakanı Mehmet Şimşek, geçtiğimiz günlerde
yaptığı açıklamayla eski Maliye Bakanı Nurettin Nebati’yi aratmadı. Bakan
Şimşek, çaresizlikten bankalara koşan vatandaşı hedef alarak, “Kredi kartları,
bireysel kredi, taşıt kredisi ve ikinci konut kredisinde sadece faizleri
artırarak değil, bankalar üzerinden kredi verme iştahını keserek de kredi büyümesini
düşüreceğiz. Başkasının parasıyla, krediyle, kartla zenginlik olmaz” dedi.
Peki, “Başkasının parası” dediğiniz, halktan faiziyle geri
aldığınız paraysa o başkasının parası olmuyor. Diğer taraftan bankalar
vatandaştan yasal faizleriyle aldığı parayı yine vatandaşa veriyorsa bu da
başkasının parası olmuyor. Yukarıda da belirttiğim gibi vatandaşlar çaresiz
kalmasa niye borcun altına girsin.
‘Enflasyonu düşürme’ bahanesiyle vatandaşı kıskaç altına
almaktan başka bir şey değildir bu.
Düşünsenize kredi ve kredi kartı olmadan alışveriş yapamayan
bir halk var. Ve bunu çözümünü “Başkasının parası” olarak değerlendiriyorsunuz.
Madem öyle çalışana çalıştığının karşılığını verin de insanlar bankalara mahkum
olmasın!
Durum böyleyken en kötü durumda olanlar şu anda
emeklilerimiz.
Neredeyse hiç zam alamadılar. Neden? Emeklilerimizi ölüme mi
terk ettiniz, yoksa ikinci sınıf insan muamelesi mi görüyorlar. Yıllarca bu
ülkeye hizmet etmiş olan emeklilerimize bu reva mı sizce?
Şimdi de Cumhuriyet Bayramımızda beş bin liralık ikramiye
söz konusu.
Şaka gibi!
Bir defaya mahsus beş bin lira nereye yetecek? Şu an hiç
beğenmediğiniz evlerin kirası bile on bin liradan başlıyor. Bu emekçilerimiz
bir aylık toplam geliriyle bu şartlarda ev kiralarını bile ödeyemiyor. Kaldı ki
marketler el yakmaya devam ediyor… Emeklilerimiz kendi maaşları dışında her
şeye zam görüyor.
Şimdi, zar zor geçinen vatandaşlarımız kredi ve kredi
kartlarına sarılmasın da ne yapsın?
Nasıl geçinsin?
Üstelik 2023 hedefi
2026 olmuşken ve ülke adına, geçim adına bir düzelme yaşanmamışken nasıl isyan
etmesinler…