6’lı masa geçtiğimiz günlerde 9’uncu kez bir araya geldi…
Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal’ın ev
sahipliğinde gerçekleştirilen toplantıda, 6’lı masa paydaşları Güçlendirilmiş
Parlamenter Sistem Anayasa Değişikliğini açıkladı. Anayasa değişikliği
teklifinde öne çıkan maddeler ise şunlar oldu:
-Cumhurbaşkanının görev süresi yedi yıl olacak.
-Bir kimse ancak bir defa cumhurbaşkanı seçilebilecek.
-Bir kişinin cumhurbaşkanlığına aday gösterilebilmesi yirmi
milletvekilinin yazılı teklifi ile mümkündür.
-Cumhurbaşkanı seçilenin, partisi ile ilişiği kesilir.
-Seçim barajı 3’e düşürülecek.
Bu maddeler bana doksanlı yıllarımızı hatırlattı. Hani o
koalisyonların olduğu, ekonomik krizin daha da derinleştiği, her kafadan bir
sesin çıktığı ama asla çözüm bulanamayan dönemi…
Kardeşim, iyisiniz, hoşsunuz da mesela cumhurbaşkanının
görev süresini yedi yıla çıkartınca ülkedeki ekonomik kriz çözülecek mi? Ya da
barajı yüzde üçe düşürünce... Zaten yeterince ‘milletvekilimiz’ meclisimizde,
barajı düşürüp diğer partileri de Meclis’e sokmanın anlamı ne? Buradaki durum
gerçekten vatandaşın sorunlarına çözüm bulmak mı, yoksa masanın küçük
ortaklarını Meclis’e sokmak mı?
Cumhurbaşkanının partisiyle ilişiği kesilince gönül bağları
da kesiliyor mu? Sembolik ‘partisizlik’ halkı ‘bakın ben tarafsızım’ diyerek
kandırmaktır. Her cumhurbaşkanının partisi vardır. Bu, ülkemizin kurucusu
Mustafa Kemal Atatürk’ten beri böyle süre gelmiştir.
Bu eskiyi evirip çevirip önümüzü koymaktan vazgeçin de
ülkemize fayda sağlayacak yatırımları, projeleri konuşun. Çıkın halka,
‘Kardeşim, biz bunları bunları yaparak sorunları çözeceğiz’ deyin. Bizim
sorunumuz zannımca sistem değil, menfaatler doğrultusunda hareket edilmesidir.
6’lı masa bu doğrultuda gittiği sürece iktidarın ekmeğin yağ
sürer.
Benden söylemesi.