Doğu Karadeniz’in 7 vilayetinde gelenek göreneklerimizi
yaşatan o şehrin marka yüzü olmuş meslekleri siz değerli okurlarımızla
buluşturuyoruz. Zaman zaman o şehrin sorunlarına da değiniyoruz ama genel
olarak bizi biz yapan ‘İşte bu Rize’de, Trabzon’da, Gümüşhane’de, Ordu’da,
Bayburt’ta, Giresun’da, Artvin’de diyeceğiniz geleneksel mesleklerin
inceliklerini gidip yerinde erbabından öğreniyoruz.
Her şey modernleşirken geleneksel meslekler bir şehrin marka
yüzü olmayı nasıl başarıyor? İşin ilmi zanaatkarında saklı. Öyle ki hem turizme
hem ekonomiye can veriyorlar. Rize’nin simiti, Trabzon’un hasırı, Gümüşhane’nin
pestili derken herkesin yüzü gülüyor.
Dünya ekonomik buhrandan geçerken ülkemizde payına düşeni
elbet aldı. Tüm yaşanan olumsuzluklara rağmen sesine kulak verdiğimiz zanaatkar
esnaf ‘emeğin kutsallığına’ vurgu yaptı.
Sesine kulak verdiklerimizden biri de Trabzon’un Sürmene
İlçesinde ön plana çıkan bıçak ustaları oldu. Onlar Trabzon’dan dünyaya açılan
emekçiler. Mesleklerinin sırlarının her ustanın elinde farklılık gösterdiğini
ifade etseler de ‘el işçiliği’ deyip büyük bir aşktan bahsediyorlar.
Demiri tavında dövüp, büyük bir ustalıkla keskinlik
veriyorlar. Çok sayıda bıçak ustası marka bıçaklarla hem aile ekonomisine hem
de turizme hizmet ediyor.
Onlarında kendilerine göre yaşadığı zorluklar elbet var ama
yine de üretmekten vazgeçmiyorlar.
Nakış işler gibi demirin soğuk yüzünü sıcacık mutfaklara
ulaştırıyorlar.
Esnafımız der ki her ne kadar ticari faaliyet olsa da usta
elden çıkmayan bıçak bir şehre yazık eder.
O nedenle işin erbabını tercih etmek bu işi sürekli kılar.
Sürmene bıçakları artık bir marka. Bize de bu marka değere
sahip çıkmak gerekir.
Usta eller üretirken, tüm paydaşlar emekçilerimize omuz
vereceğiz.
Unutulmaya yüz tutmuş, çırak yetişmeyen meslekler
kategorisine sokmadan zamana ve teknolojiye meydan okuyan ustalarımız yaşayan
tarihtir, bunu unutmamak gerekir.
Türküleri, şiirlere konu olmuş Sürmene bıçağı ustalarına
selam olsun.
Üretmekten vazgeçemeyen nasırlı elleriniz dert görmesin
ustalar.