Son iki yıldır Marmaris’te çıkan yangınlar ciğerlerimizi yaktı. Duyarlı her vatandaşın gösterdiği tepki gibi ben de ‘Neden önlem alınmıyor? Neden bu yangınlar çıkıyor? Bir ilçeyi kontrol etmek bu kadar zor mu?’ şeklinde tepki gösterdim. Fakat, bu sene tatil cennetinde güzelim ormanlarımızı yakan kişinin sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım, kafalarda yeni soru işaretleri bıraktı. Şüpheli şahıs, yangının çıkış noktası olarak değerlendirilen noktadan konum paylaşarak arazi anlaşmazlığı nedeniyle ailesine tehdit cümleleri yazdı. Üstelik şüphelinin bulunduğu yerdeki ağaçlık alanda 2 benzin bidonu ele geçirildi. Nasıl oluyor da 2 bidon benzinle ormanı yakan şahıs 74 saat sonra aynı şekilde yakalanıyor? Aradan 3 gün geçmiş elinde bidonla "Gelin beni yakalayın” diyor öyle mi? Saçmalıklar silsilesi…

Cumhurbaşkanı  Erdoğan da "Adam affedersin içmiş ve geliyor 'bilmem neye kızdım onun için de burayı yaktım.' Ne demek bu ya! Böyle saçmalık olur mu? Bu tartışılmalı ve bunun üzerinde kesinlikle etraflıca durmalıyız" dedi. Umarım polis ve jandarma gerçek failleri bir an önce yakalar. Diğer taraftan önceki gün Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde yaşanan sel felaketi hepimizi korkuttu. Allah’tan can kaybı yaşanmadı. Vatandaşlar Kastamonu İl Jandarma Komutanlığı Arama ve Kurtarma ekipleri tarafından botlarla tahliye edildi. Burada AFAD ekiplerini de tebrik etmek gerekir. Çok büyük özveriyle çalıştılar ve büyük mücadele verdiler. Bunun en büyük göstergesi ekiplerin mahsur kalan vatandaşları kucaklarında taşıyıp, olay yerinden uzaklaştırmasıdır.

Fakat burada asıl dikkat çekmek istediğim şey şu: Orman Genel Müdürlüğü Kastamonu Bölge Müdürlüğü 16 Mayıs’ta, “Kastamonu İli Bozkurt İlçesi Ambarcılar ve Yaylatepe Köyleri Yukarı Havza Sel Kontrol Projesi Islah Sekisi Yapım İşi” isimli ihale açtı. İhale, dün yaşanan felaketten tam 21 gün önce iptal edildi. İptal nedeni ise “Bütün tekliflerin alıma ayrılan ödeneğin/yaklaşık maliyetin çok üzerinde olması” şeklinde açıklandı. Eğer bu doğruysa asıl felaketi bundan sonra yaşayacağız. Bu aziz millet, bu kutsal topraklarda her sene bu felaketi yaşamak zorunda mı? Neden önceden önlem alınmıyor? Köprüler, yollar yapan ve sürekli bununla övünen iktidar sahipleri, kendi tecrübelerinden yararlanıp önlem alsaydı ya… Söylenecek çok şey var aslında ama ben bu yazıyı büyüklerimizin bir sözüyle bitirmek istiyorum: Eyvah para etmez!