Kahramanmaraş merkezli on bir ili vuran asrın felaketinin üzerinden iki hafta geçti… Binlerce vatandaşımız hayatını kaybederken, binlerce vatandaşımız da evinden yurdundan oldu. Devlet ve millet birlik olarak depremzedelerin yaralarını sarmaya devam ederken geçen akşam gelen haberle yeni yıkıldık.

Hatay’da üç dakika arayla 6,4 ve 5,8 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Yine canlarımızı kaybettik, kahrolduk. Dünya tarihinde eşi benzeri olmayan bu felakette herkes resmen diken üzerinde, her an deprem olacak korkusuyla hayatına devam ediyor. Depremzede vatandaşlarımızın durumuna üzülen ve elinden gelen yardımı yapan bizler, bu olayın psikolojik boyutlarını da düşünmek zorundayız.

Evet, İstanbul’da büyük bir deprem bekleniyordur, doğrudur.

Evet, önlem almalıyız.

Evet, uyarı yapmakta fayda var.

Evet, bilim adamlarının sözlerini emir telakki etmeliyiz.

Bunların hepsine varım, fakat…

Halihazırda korkuyla yaşayan bir millet olduk. Sürekli televizyonlarda bunları dile getirmek, dahası uyarıdan da öte korkuturcasına açıklamalar yapmak ne kadar doğru? Türkiye deprem bölgesi, bunu biliyoruz. Fakat en azından şu dönemde insanların psikolojilerini de göz önünde bulundurup, bu korkuların daha çok üzerine gitmek gerçekten fayda sağlar mı?

1999 depreminde de binlerce canımızı kaybettik. Aynı söylemler o zamanda vardı. Peki, ne değişti. Yeterince önlem alındı mı? Hayır. Eğer alınsaydı bu son depremde bu kadar can kaybı yaşar mıydık?

Biz toplum olarak sadece uyarılarda kalıyoruz. İcraata gelince ise yer yerimizde sayıyoruz.

Demem o ki en azından şu dönemde şurada şu büyüklükte, burada bu büyüklükte deprem olacak söylemlerini en aza indirelim. Bölgedeki durum gerçekten çok vahim.  Son olarak bu vahameti en iyi anlatanlardan Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan’a bir kulak verelim isterseniz:

Ercan, Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen depremlerin yıkım gücüne ilişkin yaptığı değerlendirmede, "İşin ilginç tarafı bu depremin yıkım gücü 12'dir. Böyle bir depremi Türkiye hiç görmedi, dünya da az gördü. 12, Mercalli Cancani eşelinin en son rakamdır. Daha ötesi yok. Çünkü Hatay'a gidiyorsunuz ne tarihi yapılar ne de herhangi bir yapı ayakta değil. Daha yüksek olmaz."