Üretici hala bahçede fındık topluyor ve ay sonuna kadar da
fındık hasadı devam eder. Fındık hasadı başlamadan önce bizzat Cumhurbaşkanı
tarafından açıklanan Giresun kalite için 22.5 TL’lik fiyat yüzleri güldürürken,
daha hasat devam ederken TMO’nun randevu vermeye başlaması ve 24 Ağustos’tan
itibaren alım yapmaya başlayacağını duyurması üreticinin yüzünü güldürmeye
devam ediyor.
Nasıl güldürmesin ki; fındıkla ilgili tüm gelişmeler ve gördüğü
talep her geçen gün artıyor. İhracatta ve iç piyasada rekorlar kırılıyor ve
fındığa olan talep her geçen gün daha da artıyor. 14 Ağustos’tan itibaren
fındık alımına başlayan Fiskobirlik, alımlarda piyasa fiyatlarının 25-50 krş
üzerinde ve peşin ödemeyle fındığı alıyor. Şimdi TMO randevu vermeye başladı ve
24 Ağustos’tan itibaren alım yapacak. Üstelik alımlarda kota da genişletilerek
dönümde 80-85 kg’a çıkarıldı. Belki bu sınırlama da kalkacak. Tüccar desen
piyasadan fındık alımı yapabilmek için açıklanan fiyatları uyguluyor hatta
üstünde alım yapıyor. Şimdi de Tarım Kredi Kooperatifleri alım yapacağız
diyor.
Yani artık herkes fındığın peşinde!
Defaatle yazdık, çizdik. Fındık değerlidir dedik.
Fındığınıza sahip çıkın dedik. Dediklerimiz bir bir çıktı. Çünkü fındık başta
çikolata sanayi olmak üzere, yağ, kuruyemiş sektörlerinde en değerli birinci
hammadde. İlaç sanayi ve birçok alanda da kullanılan fındık ve fındık ürünleri
doğru politikalar ve uygulamalarla artık değerini ortaya koymuştur. Ülkemizin en
önemli tarım ihraç ürünü olan fındık artık gerçekten altın değerinde bir ürün
olmuştur. Ama fındığın değerlenmesinde en büyük faktör artık sadece doğrudan
bir ihraç ürünü olmamasındandır. Artık ülkemizde de Fiskobirlik başta olak
üzere bir çok kurum ve şirket fındığı işliyor ve ürüne dönüştürüyor. Fındığın
iç piyasada ürüne dönüşmesi hem talebi artırıyor, hem ülkeye katma değerini
artırıyor hem de kaliteyi artırıyor. Eskiden sadece çiğ iç fındık olarak sadece
hammadde olarak ihraç edilen fındık, işlenmiş, yarı mamül ve mamül ürünler
olarak da ihraç ediliyor. Özellikle çikolatalı fındık kreması anlamında Türk
Malı ürünler olarak dünyaca meşhur markaların tahtını sarsan Türk ürünleri
başta Fiskobirlik’in Nugası olmak üzere lezzet ve kalite olarak dünyanın her
köşesinde market raflarını süslüyor.
O yüzden herkesin fındığın peşinde olması çok doğal ve
normal bir gelişmedir. Önemli olan bu değer artışının/değerin farkına varmak ve
bu anlamda fındığa bahçeden itibaren önem vermektir. Zaten bu değer artışı
karşısında bahçeye yöneliş ve iyi/kaliteli üretimle ilgili üreticilerde büyük
çaba göstermeye başladılar diyebiliriz.
Ancak fındık üretim alanlarıyla ilgili bir sıkıntıyı da burada dile getirmeden edemeyeceğim. Karadeniz’de yoğun olarak Giresun-Ordu yöresinde bulunan fındık bahçeleri geçmişi 100 yıla dayanan bahçelerdir. Fındık ocağı/ağacı kökten sürgünle yetişen ve çoğalan bir ağaç. İşte 100 yıla yakın, aynı kökten tazelenen fındık bahçeleri artık verimini kaybediyor. Kademeli söküm ve yeni dikim konusunda üretici bilgilendirilmeli ve desteklenmelidir. Bir diğer konuda fındık bahçelerinin miras yoluyla devamlı bölünmesi ve küçülmesidir. Her nesilde biraz daha küçülen bahçe sahipliği tapu bölünemese de aile içi paylaşımlarla iki dönümlerin altına kadar indi. Eğer bulunla ilgili de bir önlem alınmazsa paya düşen miktar tatmin etmediğinden bahçelerin terk edilmesine kadar varıyor. Herkesin fındığın peşinde olduğu bu değer artışı karşısında bunlarda dikkate alınması ve çözülmesi gereken önemli sorunlar olarak görülmelidir. Bereketli ve bol ürünler dilerim…