Şu kare denize baktıkça bundan yıllar öncesine gidiyorum.
Denizde 20’nin üzerinde balık çeşidi vardı ve
boyları 20 cm civarında. Şimdi ne oldu? 5-6 çeşit balık ve boyları 6- 7 cm
civarında. Ayrıca denizlerimizde balık da yok. Geçiyoruz Batum tarafına... Aynı
deniz, çeşit fazla ve boyları da 20 cm üzerinde balıkların. Bizim balıkçılar da
avlanmak için avlanmak için Batum tarafına gideceklermiş.
Çevre kurullarının düzenlediği basın
toplantıları, yayınladıkları bildiriler ve bütün gazetelerimizin her gün
sayfalarında yer alan haberler... Ama gel gör ki ne kanun ne de bilim
adamlarımızın yaptığı açıklamalara uyuluyor mu?
Her yıl 31 Ekim de Karadeniz günü çevresel
etkinlikleri Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca toplantılar yapılır.
1992 yılında Karadeniz’e kıyısı olan ülkelerin
bir araya gelerek imzaladıkları bir sözleşme var.
Ayrıca 1996 yılında yine Karadeniz’e kıyısı olan
ülkelerin bakanlarının İstanbul’da bir araya gelerek bu sözleşme akabinde
imzaladıkları 31 Ekim tarihli bir sözleşme var.
Bu sözleşme neticesinde bir kararla her yıl 31
Ekim tarihinde uluslararası dünya Karadeniz günü Karadeniz’e kıyısı olan altı
ülkede kutlanmaktadır.
Ülke olarak hem denizlerimizin hem de çevrenin
temiz tutulması kirlenmesinin önlenmesi birinci önceliğimizdir.
Balıkçılarımız başta olmak üzere Karadeniz’in
kirlenmesi konusunda bölgemizden yükselen feryatları durdurmak şöyle dursun
yükseldiğini söylemek zorundayız.
Bütün Karadeniz havzası ulusal ve uluslar arası
çevre kirliliğinin altındadır.
Karadeniz’e açılan nehirler bir çok zehirli
maddeyi denize ulaştırmakla Karadeniz’in ekosistemini bozan duruma artırarak
devam etmektedir.
Kıyı yerleşimlerinin plansızlığı giderek içinden
çıkılmaz bir hal almaktadır.
Doğu Karadeniz’in eşsiz güzellikleri yaylaları
akşamdan sabaha betonlaşmaya devam etmektedir.
Karadeniz gününde kutlamaya değer hiçbir şey
göremiyoruz.
Sonuç olarak insanlığın yüzyıllarca dostu olan
Karadeniz ile barışmamız için alınan kararların ;önleme dönüştürülmesini bütün
yetkililerden zaman geçirilmeden bekliyoruz.