Bağımsızlık için tek güç ekonomidir
diyen, Atatürk bunu kesinlikle kazanacağız demişti.
Dolar ve Euro’nun sürekli
yükselmesi, marketlerde bütün malların kota ile satılması ve ekmek
kuyruklarının oluşması ‘’Ekonomik Kurtuluş Savaşı’’ ilan edilmesi, Çin
modelinin tatbiki ile bu savaşın kazanılması söylentileri başlamıştı.
Şöyle tarihe baktığımızda Kemalist
ekonomi modeli veya Türk modeli tarihte muvaffak olmuştur.
Atatürk dünyadaki hiçbir milletin
ekonomi sistemine bakmadan Türkiye
şartlarına uyan Türk milletinin istek, arzu, ihtiyaç ve yeteneklerine uygun
akılcı bir ekonomi modeli geliştirdi. Hızlı ve dengeli ekonomi on yıl civarında
“Türk Modeli” birçok ülkede örnek alınmıştır. Kemalist ekonomi modeli; ekonomik
kalkınma alanına da bir ekonomik modelin gerçekleştirip uygulandığını ve
ekonomiden çok büyük sonuçlar alındığını göstermiştir.
Kemalist ekonomi her şeyden önce
ekonomik bağımsızlığı esas almaktadır. Siyasi bağımsızlık ekonomik
bağımsızlıkla olur. Mümkün oldukça az borç; daha çok ulusal kaynaklara ve
dengeli kalkınmayı sağlar. Bu modelde; bütçe dengesi, kaynak harcama dengesi,
ithalat ihracat dengesi ve devlet özel
teşebbüs dengesidir.
Atatürk o günkü koşullarda bir
Ekonomik Kurtuluş Savaşı başlattı. İzmir İktisat Kongresi’ni topladı. Ayrıca
çiftçi, sanayici, tüccar, işçi kesimlerini temsil eden delegeleri bir araya
getirdi. Devlet; özel teşebbüsler lehine bir karma ekonomi anlayışı benimsedi.
İzmir Kongresi sonrasında on yıl
içinde Türkiye’de sağlam bir ekonomik altyapı oluşturmaya çalışıldı.
Bugün ekonomik Kurtuluş Savaşı
veriyoruz, diyenlere soruyorum: Hani sizin iktisat kongreniz, sanayi kongreniz,
işçiler, çiftçiler, tüccarları, sanayicileri dinlediniz mi? Halka gidip halkın
durumunu gördünüz mü? Hani sizin yurt genelindeki ekonomik araştırma
uzmanlarınız? Hani tasarruf tedbirleriniz?
Son günlerde dövizin düşmesi nasıl
bir durum yaratacak bekleyip göreceğiz.
İyi hafta sonları.
Üç ana kuralımızı unutmayalım:
MASKE, MESAFE, HİJYEN.