Bu hafta pazarlara gidip fiyatları yerinde görmek istedim ve gördüğüm fiyatlar karşısında yanan bir pazar gördüm. Vatandaş gördüğü fiyatlar karşısında isyanda, neredeyse aklını kaybedecek. Bu gidişle vatandaş yalnız kuru ekmeğe kalacak.

Pazara gelen önce etikete bakıyor, ondan sonra gram veya tane olarak almaya başlıyor. Bir gün önce alınan bir mal bir gün sonra neredeyse iki misline satılıyor. Esnaf ‘Halimiz bozuk’ diyor, ne olacağımızı da bilemiyoruz.

Bir pazarcı bana; “Ağabey fiyat söylemeye utanıyorum, 15 yıllık pazarcıyım, böyle bir şey görmedim, vatandaş haklı, fiyatlar çok yüksek ama sorumlusu biz değiliz, biz de çok pahalı alıyoruz” dedi.

Uygulanan tartışmalı ekonomi politikaları TL.’nin tarihi değer kaybı, her geçen gün artan enflasyonla birlikte gıda fiyatları tavan yaptı. Domates 27 TL, sivri biber 49 TL, taze fasulye 82 TL, marul 27 TL, salatalık 29 TL, kabak 39 TL, kırmızı biber 37 TL, pırasa 11TL olarak tezgahlardaki yerini almış. Vatandaş karnını zor doyurur duruma düştü. Bu fiyatlar karşısında çoğu vatandaş pazardan bir şey almadan gidiyor.

Ülkemiz şu anda dünyadaki yoksul ülkeler sınıfında bulunuyor. Bitmeyen zam fırtınası karşısında halk çaresiz duruma düştü. Kötüye gidiş sürüyor, TUİK’in açıkladığı yıllık enflasyon 6.14, gıdadaki artış yüzde 99.12, ulaşımdaki artış yüzde 70,33, bunlar bile küçültülmüş rakamlar. Gerçek enflasyon bundan çok daha fazla. Neden bu durumdayız? Türkiye neden bu durumda?

İyi hafta sonları.

3 ana kuralımızı unutmayalım:

MASKE, MESAFE, HİJYEN.