Trabzon’un kurtuluşunun 105. yıl dönümünün kutlanmasındaki
amaç geçmişte yaşanan olaylar nedeniyle günümüzde yeni düşmanlıklar üretmek
değildir.
Amacımız geçmişte yaşananları hatırlamak, ders çıkarmak ve
bir daha bütün gelişmelere tanık olmaktır.
Özellikle küresel güç odakları tarafından dünyamızın yeniden
yapılandırılmaya çalışıldığı, ülkemize ve bölgemize dair planların kamuoyuna
yansıdığı bu günlerde daha da dikkatli olmamız gerektiği açıktır.
Bir gelişmeleri doğru okuyabilmek için de başvurabileceğimiz
yegane kaynak ise tarihtir.
Birinci Dünya Savaşı sırasında Ruslar Trabzon’a saldırır (14
Nisan 1916). Trabzonlulardan oluşan vurucu güçler (milisler) bu saldırı
sırasında gerilla savaşı verirler. Bu sıralarda cepheye gönderilmek üzere
Hamidiye zırhlısının desteğinde Trabzon limanına gelen cephane Trabzonlu
gençlerce boşaltılıp Maçka’ya taşınır.
Çaykara’da Sultan Murat Yaylası’nda (10 Haziran 1916) Of’ta
Baltacı, Arsin’de Yanbolu derelerinde Ruslara karşı başarılı savaşlar verilmiş,
ancak o günlerdeki koşullarda düşmanın Trabzon’a girmesine engel olunamaz ve
Ruslar 14 Nisan 1916 tarihinde Trabzon’a girer. Rusların Trabzon’da kaldığı bir
yıl on ay on günlük süre içinde özellikle Rumlar ve Ermeniler yerli halka büyük
işkenceler yaparlar, sayısız insan öldürürler.
1917 yılında Rusya’da “Bolşevik Devrimi” olur. Çarlık
yönetimi yıkılır. Bunun üzerine Rus ordusunda büyük bir panik başlar. Bu
Rusların Trabzon’dan çekilmesine de yol açar, öte yandan batıdan doğuya doğru
kayan ve Karadağ’da toplanan Türk çeteleri Akçaabat’a inerek yüzbaşı Kahraman
Bey’in komutasında üç koldan Trabzon’a doğru yürürler ve 24 Şubat 1918
tarihinde Trabzon’a girer ve kontrolü sağlarlar.
Ulu Önder Atatürk Cumhuriyet döneminde Trabzon’a 3 kez
gelir. 1924, 1930 ve 1937 yıllarında ilk geldikleri 15 Eylül 1924 günü
Trabzonlularca “ATATÜRK GÜNÜ” olarak kabul edilir ve kendisine bir telgrafla
bildirilir.
Bu duygu ve temenniler içinde bu toprakları bize vatan
olarak bırakanları rahmetle anmak, hatıraları önünde saygıyla eğilmek ve
bıraktıkları mirasa sahip çıkarak gelecek kuşaklara aktarmak başlıca görev ve
sorumluluğumuz olmalıdır.
İyi hafta sonları.