Türk Kadınlar Birliği, 7 Şubat 1924 tarihinde Kadınlar Halk
Fırkasının kuruluşunun resmen tanınması üzerine kurulmuş bir dernektir.
Kadınlar Halk Fırkası, Milli Mücadelenin başarıyla sonuçlanması üzerine Türk
kadınının yeni Türkiye devletinin kurulması sürecinde siyasi hak arayışına
girmesi ile ortaya çıkmış bir oluşumdur. Milli Mücadele döneminde Türk kadını
Mondros Mütarekesi (30 Ekim 1919) sonrası işgallere karşı protesto mitingleri
düzenlenmiş, Müdafaa-i Hukuk cemiyetleri oluşturulmuş ve Milli Mücadele için
bağış toplanmıştır. Ayrıca işgalden, zulümden ve tecavüzden kaçanlara yardım
etmek, askerin ihtiyacını karşılamak, cepheye malzeme taşımak gibi çok önemli
etkinliklerde bulunmuşlardır.
Kadınların bu fedakarlıklarını takdir eden Mustafa Kemal
Paşa bu konudaki görüşlerini 21 Mart 1923 tarihinde Konya kadınları ile yaptığı
konuşmasında şu sözleri ile ifade etmiştir: Dünyanın hiçbir yerinde hiçbir
milletten Anadolu köylü kadınının fevkinde kadın mesaisi zikretmek imkanı
yoktur ve dünyada hiçbir milletin kadını ‘Ben Anadolu kadınından daha fazla
çalıştım, milletimi zafere götürmek de Anadolu kadını kadar himmet gösterdim’
diyemez.
Birliğin amacı; kadınların sosyal ve siyasi haklarını
korumak, onları fikir ve toplumsal alanlarda yükselterek çağdaş bir duruma
getirmek, Türkiye’nin vilayet ve kazalarında şubeler açmak. Birlik özetle;
siyasi nitelik taşımayan bütün meselelerde kadınları ilgilendiren her türlü
etkinliği yapılmasını amaçlamıştır.
1924-1927 yıllarında birliğin görüşlerini Anadolu’ya yaymak
için İstanbul dışında da örgütlenerek Denizli, Afyonkarahisar ve Diyarbakır’da
şubeler açarak kısa sürede üye sayısını500’e
ulaştırdılar. 1926 yılında kabul edilen Türk Medeni Kanunu ile kadın
erkek eşitliği konusunda önemli bir gelişme sağlanmıştır.
1927 yılında yapılacak seçimlerde birlik; kongrede kadınlara
oy hakkı ve yerel seçimlere katılma hakkı verilmesine savunarak tüzüğe
“kadınların siyasi haklar için çalışacakları” şeklindeki maddeyi eklemişler. 26
Ekim 1933’te muhtar ve ihtiyar meclisi 5 Aralık 1934’te milletvekili seçme ve
seçilme hakkını kazanmışlardır.
Büyük Atatürk yüce Önder Türk kadınının seçme ve seçilme
hakkını verdi. Seçmek ve seçilmek büyük ulus kurultayınca kabul edildi.
Türk kadınını unutmayalım ki Türk içtimai hayatının
temelidir. Buna İstiklal Savaşı’nın kara günlerinde sırtında cephane taşıyarak,
karasabanla toprak kazıyarak erişmiştir.
Birlik; 1949, 1960, 1970, 1980 yıllarında askeri müdahale dönemlerinde geçici olarak
kapanmakla birlikte halen faaliyetlerini sürdürmektedirler.
İyi hafta sonları…