SON DAKİKA
SON DAKİKA


Kim darbeci?
31.05.2020

AKP-MHP iktidarı her sıkıştığı dönemde ‘darbe’ söylemlerine başvuruyor. Halkın hafızasında derin izler bırakan ‘darbe’ süreçlerini sürekli hatırlatan bu koalisyon ortaklığı, darbeyi ise muhalefetteki CHP’nin yapacağını söylüyor. Dahası iktidar CHP’nin darbe geleneğinden geldiği safsatasını her fırsatta dile getirmekten imtina etmiyor!

Geçtiğimiz hafta yıl dönümünü yaşadığımız 27 Mayıs ihtilali de AKP-MHP iktidarının CHP lanetleme törenine dönmüştü.

27 Mayıs ihtilalini hatırlayacak olursak Adnan Menderes’in ‘istibdat’ yönetimine karşı genç subaylar tarafından yapılmış ve daha sonra Türkiye’nin hatta Avrupa’nın en demokratik anayasalarından birine imza atılmıştı. Darbeler yönetimde baskıyı getirirken, 61 anayasası birçok özgürlük getirmiş, seçim barajı kaldırılmış, güçler ayrılığı ve yargı bağımsızlığı sağlanmış, çoğulcu demokrasi benimsenmiş, üniversiteler ve TRT özerkleştirilmiş, önceden izin almaksızın dernek kurma hakkı ve protesto hakkı, işçi ve memurlara sendika kurma hakkı ve grev hakkı tanınmıştır.

Güçler ayrılığından gücün tek elde toplandığı güne geldiğimiz şu günlerde hangi anayasanın daha özgürlükçü olduğu kıyasını yapmak zor olmayacaktır.

Fakat o günleri araştırdığımızda ihtilal sonrası ihtilali siyasete evriltmeye çalışanlar, kimlerin köklerinin darbeye dayandığını da bize çok açıkça gösteriyor. 27 Mayıs 1960 ihtilalinde Albay olan MHP kurucusu Alparslan Türkeş, Milli Birlik Komitesi (MBK) tarafından hazırlanan darbe bildirisini okumuştu. Dahası ikinci kurulacak MBK’de Türkeş'in de içinde bulunduğu ve "14'ler" olarak adlandırılan iktidarın sivillere bırakılmasını reddeden 14 subaya yer verilmedi. Yani MHP kurucusu Türkeş, uzun süreli bir askeri yönetim hayal ediyordu. Daha sonra Türkeş ve "14'ler" olarak adlandırılan grupta yer alan Numan Esin, Muzaffer Özdağ, Rıfat Baykal, Ahmet Er ve Dündar Taşer, bugünkü MHP’nin kökleri sayılan Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi’nde yer almıştı. 27 Mayıs öncesi darbe endişesiyle Adnan Menderes ve Celal Bayar’ı uyaran İsmet İnönü, ihtilal sonrası idamların durdurulması için Cemal Gürsel’e de mektup yazmıştı. Ama darbeci gelenekten MHP değil CHP geliyor değil mi?

12 Eylül 1980 darbesi sonrası AKP’nin mirasını sahiplendiği Turgut Özal darbe hükümetinde başbakan yardımcısı olurken, kapatılan CHP’nin yerine seçime giren Sosyal Demokrasi Partisi (SODEP) seçime sokulmamıştı. Ama darbeci gelenekten gelen CHP değil mi?

28 Şubat 1997 tarihinde gerçekleştiren askeri muhtıra sürecinin destekçilerinden biri de MHP lideri Devlet Bahçeli değil miydi? O günlerde başörtülü milletvekili meclise girdiğinde “dışarı, dışarı” diye tempo tutanlara MHP de alkış tutmamış mıydı? Ama darbeci CHP değil mi?

15 Temmuz’a giden yolların taşlarını birlikte döşeyenler, okyanus ötesine selam gönderenler darbeci değil de, Fetullahçı örgüt devlete sızıyor diyerek, yargılama isteyen CHP darbeci öyle mi?

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap