Dünya, 4 Nisan Sokak Hayvanları Günü’nü önceki gün geride
bıraktı. Milyonlarca hayvansever farkındalık için sosyal medya hesapları
üzerinden fotoğraf paylaştı, sevgi gösterilerinde bulunuldu. Ancak
hayvanseverlik, sosyal medyada fotoğraf paylaşmakla bitmemeli. Neden mi?
Türkiye’de sokak hayvanlarının muhafaza altına alınamamış olması genç bir
evladımızı yitirmemize, 9 yaşındaki Mahra’mızı kaybetmemize neden oldu. “Tek
sorunumuz sokak hayvanları mı?” diye sorgulayan büyük (!) hayvanseverleri duyar
gibiyim. Ancak ateş düştüğü yeri yakar. Hayvanların hem insanımıza mağduriyet
yaşatmaması hem de hayvanlarımızın daha iyi korunması açısından kapsamlı
projeler geliştirilmeli. Sanmayın ki bu sadece Türkiye’nin sorunu. Bu
Avrupa’nın birçok ülkesinde yaşanan ancak çözüm üretilebilmek için canla başla
çalışılan bir konu. Bir ufak araştırmayla bu bilgiye ulaştım. Örneğin Hollanda…
Sokak Hayvanları Günü'nün mimarı Hollandalı derneklerin
2012'de yayımladığı bir rapor, Hollanda'nın başıboş köpek sorununu nasıl
aştığını anlatıyor. Rapora göre, Hollanda'da 1800'lerde çok sayıda sokak köpeği
varken 1900'lerde getirilen önlemler bu sorunun ortadan kalkmasını sağladı.
1962'de çıkarılan bir yasayla hayvanına gerekli bakımı sağlayamayan kişilere 16
bin 750 euroya kadar para cezası ve üç yıla kadar hapis cezası verilebiliyor.
Türkiye’de ise yasaklı tür köpeklerin, bakılıp bakılmadığı hala sistemi bir
şekilde yeteri kadar denetlenmiyor.
Hollanda'da kamu yararına faaliyet gösteren dernek statüsündeki
Hayvanları Koruma Derneği ve Köpekleri Koruma Derneği'nin de başıboş köpeklerin
sayısını azaltmada önemli bir rolü olduğu aktarılıyor. Peki Türkiye’deki hayvan
dernekleri ne yapıyor? Hollanda ayarında ortaya koyulmuş bir proje var mı?
Gelelim kentimiz Trabzon’a.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz aylarda sokak
hayvanlarına yönelik çalışmalar yapılması için belediyelere seslenmiş,
“Sahipsiz hayvanların yerinin barınaklar olduğunu unutmamalıyız” demişti. Öyle
ki; hala yasaklı ırkların sokaklarda gezdirildiğini, öbek öbek (7-8 adet
birden) sokak hayvanlarının belli mahallerde korku saldığı şeklinde söylemlerle
karşılaşmaya başladık. Bu söylemler artınca hemen Trabzon Büyükşehir Belediye
Başkanı Murat Zorluoğlu ile iletişime geçtim. Kendisine, “Sayın
Cumhurbaşkanımız, sokak köpekleriyle ilgili geçtiğimiz aylarda belediyelere
talimat vermiş, hem sokak hayvanlarının korunması hem de vatandaşın mağdur
olmaması noktasında çalışma başlatılmasını istemişti. Büyükşehir Belediyesi
olarak, Trabzon'da bu çalışmaların ne aşamada olduğunu noktasında bilgi almak
istedim” dedim. Sorumun akabinde hemen, Başkan Zorluoğlu’nun talimatı ile
Sağlık Hizmetleri Daire Başkanı Sebahattin Yazıcı tarafından, bilgi aktarımı
sağlandı. Yazıcı, öncelikle tehlike arz eden (veya öngörülen) toplu köpek
gruplarının ‘153’ aranması karşısında o sokaktan ekiplerce toplandığını,
muhafaza altına alındığını söyledi. Ayrıca, “Trabzon Büyükşehir Belediye
Başkanlığı olarak Sayın Cumhurbaşkanımızın kanunu hatırlatan direktifleri
doğrultusunda; saldırgan ve tehlikeli ırk sokak hayvanları bulunduğu ilgili
ilçe belediyesi tarafından Geçici Hayvan Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezimize
getirilmekte; aşılama, kısırlaştırma, küpeleme, bakım ve tedavileri yapılmakta
olup; Merkezimizde sürekli olarak misafir edilmektedir” dedi. Aynı zamanda
okullar ve hayvan dernekleriyle de konuya ilişkin çalışmalar yapıldığını
öğrendim. Bu kapsamlı çalışmada Büyükşehir Belediyesi gibi tüm ilçe
belediyeleri de görev ve sorumluluklarını bilmeli, bu mücadeleye tüm kurumlar
katılmalı… Son olarak da ivedi olarak hem hayvan hem de insanın korunduğu bir
model ortaya konmalı.