Onsuz geçen 81 yıl…
Bu 81 yıl içerisinde her şeyi unutabilirsiniz, fakat yüreğinize işlenen o
kahramanı asla!
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’e veda edişimizin, daha doğrusu onu kalbimize
kazıdığımız günün 81’inci yılı önceki gün geride kaldı.
Bu askeri dehanın şaheserleriyle ne kadar gurur duysak da sonsuzla söz kestiği
tarihle de müthiş bir duygu patlaması yaşıyoruz. O günü, Mustafa Kemal’in
gençleri olarak biz de her yıl olduğu gibi
bu 10 Kasım 09.05’te de yaşadık. O matemli güne 1938’de şahit olanlar onlarca
yılı geride bırakmalarına rağmen, ‘Büyük bir hüzün ve ona bağlı heyecan…’
olarak anlatıyor 10 Kasım 1938’i.
Bizim üzerimize düşen; onun fikirlerini korumak ve
geleceğe taşımaktır.
Mustafa Kemal Atatürk’ün hayata veda etmeden önce Hatay destanını yazdığını
bilmeyenimiz yoktur. Bugün, tüm dünyada gururla anlatılacak nitelikte yürüttüğü
politikayla birlikte Hatay, Türkiye Cumhuriyeti toprağı olmuştur. Nitekim
Atatürk, Fransız ve İngiliz işgalcileri Hatay’da bulunduğu zamanda dahi, ‘Kırk asırlık Türk yurdu düşman elinde esir kalamaz’
diyerek Hatay’ı sahiplendiğini belirtmiştir. Hatay O’nun şahsi meselesiydi.
Atatürk, 29 Ekim 1937’de katıldığı son Cumhuriyet Balosu’nda,
Fransız Büyükelçisine, “…Büyük Meclis’in kürsüsünden milletime söz verdim.
Hatay’ı alacağım. Milletim benim dediğime inanır. Sözümü yerine getiremezsem
onun huzuruna çıkamam” diyerek bu davaya kendini nasıl adadığını işgalci
Fransızlara göstermiştir.
Nitekim Mustafa Kemal, yürüttüğü diplomasiyle orduya
gerek kalmadan şimdiki Hatay’ı, o zamanlar İskenderun Sancağı’nı Türkiye
Cumhuriyeti topraklarına katmıştır.
Mustafa Kemal bu büyük zaferini göremeden ebediyete
intikal etmiştir.