Geçtiğimiz gün Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ‘Siyasi
Partiler’ bölümünün son kayıtlarını açıkladı. “2021 yılında 21 yeni siyasi
parti kurulduğunu” bizler de böyle öğrendik. Hatta işi biraz daha derinleştirip
Türkiye’de toplam 124 siyasi parti olduğunu öğrendim. Biliyorum, siyasi
partiler hür ve demokratik düzenin vazgeçilmez unsularıdır. Kurulmalı, seçimden
6 ay önce 41 şehirde örgütlenmeli ve bir amaca hizmet etmelidir. Ancak
önümüzdeki tablo ilginç… Şöyle ki, Türkiye’de 124 siyasi partiden bugün itibarıyla
sadece 19’u seçime girebilme kriterlerine sahip. Geri kalan 105 partinin
içerisine çoğunun ne bir teşkilatlanması ne de bir teşkilatlanma çabası var.
Merak ediyorum. Seçime giremeyen ve isminin dahi bilinmediği
bu siyasi partiler hangi mekanizma tarafından denetlenmektedir?
Sayıştay mı?
Eğer Sayıştay bu siyasi partileri denetliyorsa bu devlete
bir külfettir. Hiçbir kurum tarafından denetlenmiyorsa durum daha da vahim! 30
kişi bul, parti kur anlayışının Türkiye’ye ve Türk siyasetine ne gibi bir
faydası olabilir? 105 siyasi partinin adı sadece tabelalarda kalmış.
Bazılarının ise tabelası bile yok…
Şöyle bir düşünün; birçoğunun genel başkanını özgeçmişi belirsiz…
Karar, yönetim, icra ve disiplin organları sadece kağıt üzerinde! Böyle bir
‘belirsizlikler sarmalı’ görmezden gelinir mi?
“Kimin eli kimin cebinde belli değil” derler ya, işte öyle.
Vatandaşın karşısına çıkamayan, tek işleri tabelalar altında buluşmak olan bu
gruplar ve buna göz yuman sistem bir an önce tekrar gözden geçirilmelidir.
Kurulan ve adı sadece tabelalarda olan, hiçbir işlevi olmayan siyasi partilerin
kuruluş amacı, nedeni iyice araştırılmalıdır…
**
FİYAT PANDEMİSİ
Dünya önümüzdeki yıllarda gıda pandemisi felaketini
beklerken, Türkiye bugün fiyat pandemisiyle karşı karşıya kaldı. Ülkenin
batısından başlayan fiyat bindirimi yarışı doğusuna kadar yayıldı. Daha önceki
yıllarda ucuz denilerek tercih edilen zincir marketlerin rafları her gün fiyatları
değişen ürünlerle dolup taştı. Temel gıda malzemelerinden biri olan makarna
bile kura göre hesaplanır hale geldi… Öyle ki fiyat değişimi için, gramaj
oynamaları için talimatların yağdırıldığı Whatsapp grupları ortaya çıktı. Bu
tip olaylar yaşanınca her kurum kendince bir bahane buldu… Ancak vatandaşın
bahaneye dayanacak ve süreci ilerletecek gücü kalmadı. Bugün iş zincir
marketleri boykot etme noktasına kadar geldi. Yılbaşından sonra zamlar devam
eder, indirimler peşi sıra uygulanmazsa bu iş çok su kaldırır.