Trabzon, Trabzon olalı uzun süredir
böyle yoğunluk görmemişti. Pandemi sonrasında adeta turizm patlaması yaşandı.
Arap turistler, gurbetçiler derken, Trabzon beş yılın ardından ‘Astoria Grande’
adlı kruvaziyer gemisini limanda ağırladı. 327 Rus ve 403 mürettebat kente
yayıldı. Görünen o ki, Trabzon ve bölge illerinde turizm pastası her geçtiğimiz
yıl büyüyor ve büyümeye devam edecek. Peki bu büyüyen pastada Trabzon, Rize ve
Giresun kentleri turizme ne kadar hazır? Öncelikle havaalanlarımızın durumuna
bir bakalım.
**
270 kilometreye 3 havalimanı (Trabzon, Ordu-Giresun, Rize Artvin
Havalimanları) düşen bir bölgeden bahsediyoruz. Dış hatlardan ortalama 25
uçak Trabzon’a geliyor/gidiyor. Fakat aynı turizm sirkülasyonu iç hatlardan da
yaşanıyor. Yani Suudi Arabistan’dan, Bahreyn’den ve diğer ülkelerden İstanbul
veya Ankara’ya gelen turist, Trabzon’a uçmak istiyor. İstiyor istemesine de,
istemekle olmuyor ki! Bilet bulamadığı için, kente gelemiyor.
**
Tabii turist kadar, yerli halkta
bilet bulamamaktan şikayetçi. Cenazesi olan, acil işi, iş seyahati yapmak
isteyen ve günü birlik İstanbul’a gidip/dönmek isteyen bir vatandaş mümkün
değil bu istediğini yerine getiremiyor. Çünkü bilet yok! Turizm patlamasının
yaşandığı, havalimanının dolup taştığı Trabzon’a bilet bulamamak anlaşılabilir
bir durum değil. Günde yaklaşık ortalama 15 uçak İstanbul’dan Trabzon’a
geliyor; İstanbul’dan Rize ve Ordu’ya da 6’şar uçak bu seferi düzenleniyor.
Yetiyor mu?
Yetmiyor,
yetmiyor,
yetmiyor!
Peki, Türk Hava Yolları sefer
sayısını artırmak için ne bekliyor? Artırmamak için, geçerli bir sebep varsa da
açıklamasını istiyoruz… Öyle ya! Vatandaş dertli… Bilet ateş pahası olmasına
rağmen istekli. Artırın artık seferleri.