Türkiye’de bin bir zorlukla üniversite sınavına hazırlanan
öğrenciler var.
Buna rağmen bir okuyup, on düşündüren sorular YKS
kitapçıklarında yerini alıyor.
Yaşanan zorluklar 2020 yılında ikiye, hatta üçe katlandı! Bu
dünyada değil, ÜTOPYA’da yaşıyorsanız hatırlatalım;deprem oldu, meteor düştü,
salgın oldu, okullar kapandı…Uzaktan eğitime geçildi!..Sınav süresi uzatmakla,
her şeyi halletmiş mi oluyorsunuz?
Gelin biraz geriye gidelim;
2018 yılında bir öğretmen üniversite sınavının ardından
konuşuyor.
Ve diyor ki; “Ders kitaplarını seven bir matematikçi
fizikçiyim. Çocuklarımız emeklerinin karşılığını alamayacak bir uygulamayla
karşılaştılar. Soruları soranların samimi olarak oturup çözmeye çalışmasını
isterim…”
Bunu dile getiren bir eğitimci…
Ve yine “YKS’deki sorulara göz gezdirebildiniz mi
hocam?”diye sorduğum öğretmenlerden de “Soru metinlerinde anlam yok… Kavram
yok!..” cevabını aldım.
**
Hadi dönüp bakalım…
Kim hazırlıyor bu soruları?
Her biri bir dersten sorumlu, alanında uzman kişiler…
Peki Türkiye’deki eğitim sistemi gençlerden ne istiyor?
Her biri bir dersten sorumlu uzman kişilerin oluşturduğu
soruları;
Bir çırpıda hem Fizik hem Matematik hem Biyoloji hem de
Türkçeye cevap vermesini…
Olacak iş mi?..
Bence değil…
ÖSYM’ye yıllardır yapılan eleştiriler “YERİNDE Mİ?” Bence
kesinlikle öyle…
**
Bir de şöyle bir algı var: Çalışan kazanıyor…
Sorunun hala kazanmak yada kaybetmek olduğunu zannedenler
var!
Vazgeçin bu algıdan…
Gençlerimizin bu ülkenin teminatı olduğunu unutmayın…
Türkiye’nin geleceğinin onların elinde olduğunu unutmayın.
Onları eğitimden, okullardan soğutmayın.
Gençlerin üniversite hayallerini ellerinden almayın!
**
İŞTE EĞİTİM SİSTEMİMİZİN ÖZETİ…
Bize öğrencisinden vazgeçen değil;
öğrencisini kazanan öğretmenler lazım!