Size hayatınızın anlamı nedir
diye sorsalar, ne cevap verirsiniz?
Ya da gerçekten bugüne kadar yapmak
istediğiniz şeylerden, kaçını yapabildiniz? İstediğiniz gibi bir hayatınız,
oldu mu?
YOKSA HAYATINIZI ÖNEMSEMEYİP ÇÖPE
Mİ ATTINIZ YA DA ATIILAR?
Hayatınızı yazsanız, sizden kaç
sayfa çıkar ya da sahnelenmeye değer bir hayatınız var mı? Ondan kaç perde
çıkar?
Aslında biz yazarların yazılarında
ki kahramanlar, çoğunlukla uydurma ama hep gerçek olan insanların hikâyelerinden,
başka nedir ki?
Eskiden anlatılan hikayelerde
merhamet vardı? Bugünlerde o unutuldu. İnsanlara, hayvanlara, canlılara karşı, hep
bir trajedi işleniyor. Sahi tekrar ne zaman başlayacak insanla başlayan, merhamet
hikayeleri?
Aklıma Pir Sultan Abdal’ın
“Demiri demirle dövdüler/ Biri sıcak, biri soğuktu/ İnsanı, insanla kırdılar/
biri aç, biri toktu” dörtlüğü takıldı. Anlam ve mana çok ama, insanlar öldükten
sonra tekrar öldükleri yerden devam edemiyor işte! Yani hayat, yanlış, hata
yaptığın ve ondan ders alıp, tekrar başlayamıyor maalesef. Ama sürekli ölüp ölüp, tekrar yaşamaya çalışan
insanlar, görüyoruz. Hırstan, gururdan, kıskançlıktan, geçim endişesinden,
yarından, hastalıktan, kötülükten, garibanlıktan ve daha nİce başlıktan,
insanların bedenleri canlı ama cansız yaşıyorlar.
İnsanlar hayatta yaşarken zihnen
defnediliyor maalesef. Nasıl mi
seçimlerine, inançlarına, tercihlerine göre. Kimileri abad oluyor, kimilerinin
hikayesi ise, yaşarken ölüm oluyor.
Bugünleri anlamak, aslında dünü
bilmekten geçiyor. Zaten sorun da burada başlıyor. Biz dün’lerimizi unuttuk?
Aklıma şimdi de Trump’ın bir sözü
geldi “Amerika büyük devlettir, her istediğimi yaptırırım” Evet Amerika büyük
devlet, istemediklerini yaptırmayabilir de her istediğini yaptırmak, çok
tehlikeli bir söz. Gerçi iyilik için düşününce harika.
Savaşları isterse durdurur.
Açları isterse doyurur, zorbalıklara son veriri, kötülükleri ortadan kaldırır...
E o zaman neden tüm bu olumsuzluklara dur
demiyor?
Bugünlerde hikayeler bile değişik
versiyonlarında yazılıyor. Hatta klasikler bile insanların keyiflerine göre
baştan yazılıyor. Ama bu sadece hikayelerde oluyor, maalesef. Gerçek hayat,
kötüye gidince, hikayelerin karakterleri de zayıf, güçsüz, merhametten yoksun
insanlar tarafından ezilen değil, güçlü olan oluyor. Kurda kuşa yem olmayan
Kırmızı Başlıklı Kız. Bir erkeğin yardımına ihtiyaç duymadan, kendi ayakları
üzerinde durmayı başaran, Cindirella. Ve güçlü Pamuk prenses, hatta tahta
olmaktan kurtulup burnu uzamayan Pinokyo, soğuktan kibritleri yakıp ısınmaya
çalışan Kibritçi Kız bile artık donarak ölmüyor. Artık hikayelerde çocuklara,
cinsiyet eşitliğinin sağlanmasında ki önemli etkenler bile anlatılıyor;
anlatılmasına da, masallarda ki o acayip ucubeler gerçek hayatla yer
değiştirince, bu sefer hayat, masallardaki gibi, iyiliği ve iyileri bulmakla
geçerken, hikayeler ise hep hayal edilen oluveriyor.
Hakikat denen bir şey var!
Hakikatin ipi yer yer inceliyor ama henüz kopmadı, şükür!
Elimizde birilerinin ürettiği
bugünler ve gelecek var. İnsanlar bir çıkış noktası arıyor. Sığınacak bir
şeyler arıyor.
Bizim de etkimizin olduğu ve
ürettiğimiz bu gelecek, bahçemizde ki domateslere bile göz kulak olmamıza engel
oldu. Onun yerine gözümüz, kulağımız, bir gecede Bitcoin’den milyonlar
kazanmanın derdinde ve hayalinde. Oysa
tarlada kendi özgür iradeleri ile büyüyecek rengarenk sebze ve meyveleri kim Bitcoin’e
kurban etti değil mi? Çuvaldız hikayesi tam bu cümleye iyi gider.
Bu aynen sitelerimize ya da işe
plazaya girerken, renkli hayatlarımız varmışçasına, bir yandan da hayallerimizi
kurarken, tam o anda yeni işe başlamış güvenliğin, sizi tanımayıp güvenmeden,
size bakarak “siz kimsiniz’ nereye geldiniz” nidası, ya da tam plazada
güvenlikten geçerken, ötmenin güvensizliğinden başka nedir ki? Evet yazının ilk
cümlesinde ne demiştik, hayatınızın anlamı nedir? İnsansız hava araçları, son
model kendi kendine çalışan otomobiller, akıllı telefonlar, topraksız tarım,
bacası tütmeyen fabrikalar, öğrenimi olmayan okullar ve niceleri derken,
insanların kalabileceği her alan kayboluyor. O yüzden hayatınızın anlamına
anlam katın. Bu da insanın varlığı ile anlam bulabilir.