Biraz klişe bir sözle
başlayacağım, bugün ki yazıma “Burası Türkiye, olanlara şaşırma”
Türkiye’de yaşayan çoğunluğun,
onayından ve takdirinden geçen bir gerçek var. Filenin Sultanlarına duyulan
sevgi ve saygı.
Türk insanının tanıklık ettiği,
büyük başarılara imza atmış Sultanlar, bazı çevreler tarafından dışlanmaya
layık görülmüş.
İnsanlara bir araya toplayan ve
toplumsal bir şölen yaşatan Filenin Sultanlarına yapılan büyük bir haksızlık
var.
Margaret Thatcher’İn “Toplum diye
bir şey yoktur “ifadesi, aslında neyi anlatır biliyor musunuz? Toplumun bütün
olarak özgürlüğünün, tek tek kişilerin özgürlüğüne, kurban edilmesini anlatır.
Tıpkı Hava Yolları şirketinin, kendi kafasına göre özgürce verdiği karar gibi.
Şimdi tam tersini düşünelim,
uçaktakiler Kadın A Milli Voleybol takımı değil de erkek A Milli Futbol takımı
olsaydı. Bu kadar rahat ve özgür karar alabilecek miydi bu hava şirketi?
Sanırım kızlarımızın unvanı,
rahatsız etmiş birilerini. Bu kadar basit ve çok kolay halledilecek bir
meseleyi, abartıp ne hale getirdiniz. Kabullenseniz de kabullenmeseniz de bu
kızlar bizim sultanlarımız.
Yıllardan beri beklediğimiz
başarıyı, tüm dünyaya kanıtlayarak kazanan ve saygı duyulan bir Milli Takım
haline getiren kızlarımıza, hiç umursamadan, tek yön biletini ekonomik kesenleri
kınıyorum.
Onlar bizim birliktelik
sebebimiz, onlar bizim ortak başarımız, onlar bizim sevincimiz, onlar bizim
beraberlik şarkımız…
1970 ya da 80’li yıllarda
televizyonlarda, aileyi bir araya getiren diziler, tüm aileyle birlikte aynı
saatte izlenirdi. Bugün bir araya gelip, aynı anda ekran başına toplanıp,
izlediğimiz ne kaldı ki? Filenin Sultanları ve Milli maçlar dışında.
Bize, biz olmayı gösterdiler.
Bu hava yolları şirketinin,
halet-i ruhiyesini anlamak ne mümkün? Ya
açıklamalarını…
Gerçek ve kendini aklamak için
söylenen sözler, adeta alkışlanmak için kandırmayı ve kandırılmayı
bekleyenlerin önünde yer değiştiriyor. Oysa alkışı hak edenler, gerçek
olanlardır. Onlarda Filenin Sultanlarıdır.
Konuyu cinsiyet ayırımına
getirmeden, hislerimle anlatmaya çalışıyorum inanın. Ama bu olayın üzerinden,
daha bir hafta geçmeden, üzerine bir de yine maalesef kadınlara yapılan diğer
hakaretlerle gündem sallandı.
Evet Galatasaray teknik direktörü
ve taraftarlarının küfürlü tezahüratından bahsediyorum.
Tepki göstersek bir şeyler
değişir mi? Hayır değişmez. Kadına yapılan her türlü çirkin saldırıya hep tepki
göstermedik mi peki ne değişti?
Kadınların onuruna, bedenine,
ahlakına, başarısına yapılan saldırılarda, sessiz kalmadık ama ne değişti?
Ve esas soru, ne olacak şimdi?
Demokratik haklarımızı arıyoruz
desek ne olacak? Özgürlük desek, çekin gözleriniz, sözleriniz üzerimizden desek
ne olacak?
Kadınlar için yeni bir anlatı ve yeni
bir başlangıca ihtiyaç var.
O yüzden şinanay da yavrum şina
şinanay, şinanay da şinanay ayıp sana Galatasaray.
Son söz şudur, sizin annelere
saygınız yok ki.