Dere ıslah edilir mi?
Ya da şöyle diyelim:
Derelerin ıslahından ne fayda
umulur?
Kendi başına akıp giden
ırmakçıklar, derecikler ne suç işlediler ki "ıslahevine" koyar gibi
onları betona hapsettiniz?
O küçük gördüğümüz dereler oysa biz
insanlar başta olmak üzere tüm canlılar için ne kadar önemli görevleri
üstlenmişlerdi.
Öncelikle su kaynağı.
Yaban hayatın içme suyu.
Doğa dostu.
İçinde canlıları barındırır.
Ama neler yapılmış derelerde.
Yatağını beton kaplamışlar.
Etrafını yine betonla kale gibi
çevirmişler.
Ne insan geçebilir karşıya ne de
hayvanlar.
Üstelik hiçbir hayvan kafasını
uzatıp suyunu içemez.
Dereleri yatağından ettiler.
Yatağını kaybeden doğal akışını
sürdüremeyen derelerin neler yaptığını yıllarca gördük.
Dereleri ıslahtan önce insan
kendini ıslah etmeli.
Mesela derelerin yanına yöresine
yatağına ev yapmamalı.
Bırakın derelerimiz kendince aksın.
Bu akıl böyle devam ederse köy,
yayla, dağ demeden derelerin ıslahı adı altında akarsuları betona hapsedip,
sonra da bereket bekleyeceğiz.
ÇAY ÇORBA VE BELEDİYELER
Hemen her belediye çayı çorbayı
normalin de üzerinde ucuzlattı.
Kent lokantaları ile başlayan uygun
fiyatın da altında ucuz yemek hizmeti verme işi Ortahisar Belediyesi
tarafından ilimizde de yakında başlayacak.
Bu pahalı ortamda dışarıda yemek
yemenin maliyeti en uygunu ile 200 TL’den başlıyor.
40/50 TL’ye sunulacak dört çeşit
yemek herkesin iştahını kabartacak gibi.
Ortahisar Belediyesi bu arada 1.5
liraya da çay sunacak halka. Hem lokantacılık hizmeti hem de çay satışı Meydan
bölgesinde tam da şehrin merkezinde gerçekleşecek.
Bu arada Büyükşehir Belediyesi de
mevcut sosyal tesislerindeki hizmetlerinde indirimde bulundu.
Bu girişimler halk nezdinde
memnuniyetle karşılanmakta. Belediyecilik çalışmalarının içinde bulunan
sosyal dayanışmanın bir yansıması olarak makul ve ucuz fiyatlarla verilen
hizmetler insanımızı mutlu etmekte.
İşin bir de farklı yönü var.
Neden belediyeler böyle hizmetlere
gerek duydular?
Enflasyon ve hayat pahalılığı
herkesi zorladı.
Öncelikle işsiz ve emekli kesimi
neredeyse evden dışarı çıkıp bir dostuyla çay içip sohbet edecek durumda değil.
Öyle ya bir çayın 10 TL'den
başlayıp 20 TL'yi de geçebildiği ortamlara nasıl gidebilsin düşük gelirli
insanlar?
Belediyelerin bu hizmeti ile
insanlar dostları ile parklarda buluşup sohbet edebilecek.
Mesela Büyükşehir Belediyesi Fatih
Parkı’nda çayı 3 TL yapmış. Güzel bir fiyat. Emekliler şimdiden müdavim
olmuşlar.
Evet, Ortahisar'da Ahmet Kaya,
Büyükşehir Belediyesinde A.Metin Genç başkanlar insanımıza bir nebze olsun
uygulamaları ile nefes aldırdılar.
Temennimiz ülkemizin içinde
bulunduğu bu ekonomik sıkıntıdan bir an önce kurtulması.
SAĞLIK MÜZESİ
Tabakhane'nin hemen başında bulunan
tarihi bina uzun zamandır boş durmakta.
Sağlık müdürlüğünün koordinesinde
müze olarak kullanılmak için restore edilecek diye beklenilen tarihi binada
henüz bu yönde bir faaliyet görülmemektedir.
Atatürk'ün Trabzon'a
gelişlerinde ziyaret ettiği binanın Sağlık Müzesi olarak hizmet vermesi
Trabzon için önemli bir kazanım olacaktır.
Ancak restorasyonu aradan aylar
geçmesine rağmen gerçekleştirilememesi akıllara acaba bu projeden vaz mı
geçildiğini getiriyor.
Tarih içinde Türkocağı ve sağlık
hizmetleri için kullanılmış olan tarihi bina sahipsiz kalmamalı.
Restoresi yapılıp kültür ve
turizmin hizmetine sunulması Trabzon için bir kazanım olacaktır.
Binanın restoresini üstlenen kurum
kamuoyuna bir açıklama yapıp tarihi binanın geleceği konusunda bilgilendirme
yapması gerekir.
TASARRUF AMA NASIL?
Her hükûmet ekonomik durum
sıkıntıya girdiğinde "Tasarruf Tedbirleri" adı altında kamuda kemer
sıkma yoluna gider.
Kamunun birçok kurumu
zaten alınması istenen önlemler çerçevesinde hizmetlerini sürdürürken
bütçesi zengin kurumlardaki harcamalar yıllardır dikkat çekmekteydi.
Şimdilerde küçümsenen kağıt, kalem,
zarf, pul, telefon, faks, karbon kağıdı gibi neredeyse işlevi bitmiş harcama
kalemlerinin yerini dijital ortam aldı.
Eski memurlar, müsvedde yazılarını
kağıtlarının hem önü hem de arkasını kullanarak yazar daktilografa verir o da
en itinalı şekilde yazıyı hatasız yazmaya gayret ederdi ki yeni bir kağıt
israfı olmasın diye...
Şimdi bilgisayar çağı yanlış
yazmanın çözümü kolay.
Kağıt kalemi bir yana koyalım.
Öyle bir harcamalar oluştu ki bunun
içinde personel fazlalığından tutun da araç kiralamalarındaki abartı kamuya
büyük yükler getirmede.
Bir kişinin yapacağı işi 10 kişi
ile yapmak, makam odalarını değiştirip donatmak, yetmedi, amirlerin müdürlerin
özel duş odaları yaptırmaları gibi absürt isler yapması.
Araçların en pahalısına sahip
olmak, lojman, misafirhane, dinlenme tesislerine harcamaları normalleştirmek,
yurt dışı yurt içi geziler ve lüks otel harcamalarında bulunmak, eğitim ve
seminer adı altında beş yıldızlı otellerde faaliyetler düzenlemek...
Örnekleri çoğaltabiliriz.
Tasarruf tedbirleri de bu
faaliyetlere kısıtlama getirdi zaten. Getirilmeliydi. Gerekliydi. Olması
gereken buydu.
Ne kadar masummuş eski tedbirler.
Kağıtta, kalemde tasarruftan
nerelere geldik.