Eski Trabzon dursaydı
Ressamların elinden çıkmış
görüntüsü ile tüm dünyanın ilgisini çekerdi şüphesiz.
Zamanın akışı içinde seyyahların
yazılarında hayranlıkla bahsedilen eski Trabzon artık yok.
Şehir yeni bir çehreye büründü.
Bize de kent yaşayanları olarak
geçmişe özlem adına hatırlarlarla avunmak kaldı.
Peki nasıldı tarih içinde Trabzon?
İsterseniz bizim Evliya Çelebi'nin
anlatımıyla özetleyelim.
“Bu şehre küçük İstanbul denilse
yeridir. İrem bağları gibi süslü bir şehirdir burası…”
Gerçi Istanbul'dan da eski günlere
ait bir çok hatıra yok olup gidiyor ya.
Evliya Çelebi’nin döneminde küçük
İstanbul diye tanımlanan Trabzon için bu benzetme bugün de geçerliliğini
korumakta.
Istanbul’un tarihi silueti nasıl
eskiye oranla bozulmuşsa Trabzon'un da tarihi kimliğinde yeni imar uygulamaları
ile oluşan estetikten uzak, tarihi dokunun yokoluşu ile izah edebileceğimiz
"kentleşme" tarihi kent hüviyetinden uzaklaşmaya yol açtı.
Artık mor sümbüllü bahçeler, bahçe
duvarlarından sarkan rengarenk çiçekler yok.
Bahçelerinde mandalina, portakal,
elma, armut, incir, karayemiş yetişen evler yok.
Sokaklarında ağaç, cami etrafında
bahçe, derelerinde, denizlerinde balık yok. Yaylalarında otlayan inekler
koyunlar yok. Dolayısıyla saf tereyağı, varil peyniri, lezzetli etleri de yok.
Üstelik sahiller yok oldu.
Tarihin önüne koca koca
betonarmeler geldi dikildi.
Boztepe kuşatıldı.
Yüzyılların geçmişine şahitlik
yapan tarihi surlar kendi kaderine terk edildi.
Yol geçecek diye nice kimlikli
binalar yıkıldı. Ama ne enteresandırki trafik karmaşası halen düzelemedi.
Tarihi Cudibey, Kurtuluş
Gülbaharhatun okulları yıkıldı.
Ecdattan kalan Yavuz Sultan
Selim'in annesinin türbesi ile yol arasındaki mesafe neredeyse yok oldu.
Araç egzoz dumanları türbeyi her an
rahatsız edici bir hal aldı.
Türbenin duvarları egzos gazları le
kirleniyor her gün.
Her kentin kendine has bir kimliği
vardır
Bu kimlik kolay oluşmaz.
Tarihi süreç içinde bünyesinde
barındırdığı zenginliklerinin yansıması olarak mimarisinde kültür ve sanatından
izler taşıyan kent kültürü kolay kolay oluşmaz.
İstanbul'un fethinden 8 yıl sonra
Trabzon'un Fatih tarafında fethedilme gereği hissedilmesi bu şehrin önemini
ortaya koyar.
Evliya Çelebi Trabzon için Küçük
İstanbul derken Fatih'in "Trabzon fethedilmedikçe İstanbul fethedilmemiş
sayılır" stratejik yaklaşımından da ilham almışa benziyor.
Küçükler büyüklere özenirmiş hep.
Keşke İstanbul doğru adımlar atsaydı
kentleşme adına da "küçük İstanbul" Trabzon da kötüyü değil iyiyi
örnek alarak tarihi silüetini korusaydı.