Herkesin
kaybettiği bir haftada Trabzonspor yine kaybedecek miydi? Camia umutlu değildi
ama bu sefer kazanan bordo mavililer oldu. İlk yarıda yüzde 70 topa hakimiyet
ile baskılı oynayan Trabzonspor’da bu oyunun hakkı en az 2 goldü. Eğer 2.golü
bulabilselerdi, arka tarafta boşluklar bırakan Konyaspor’a fark atabilirlerdi.
Trabzonspor’un
ileri ucu, her zaman gol atar. Defansı da hep gol yer gibi duruyor. Bunun en
büyük nedeni Hüseyin Türkmen değil. Türkmen, geriden oyun kurarak çıkmaya
çalıştı ki bu çağdaş stoper aklı. Campi de iyi kademe yaptı.
Bu takım iyi
bir ön libero istiyor. Onazzi geldi ama nasıl döndü net değil. Biraz kilolu.
Isıran, oyun bozan, rakibin pas trafiğini kesecek ön libero olmadan
Trabzonspor, Konya maçındaki sorunları hep yaşar.
Sturridge
ile Yusuf’u değiştirmek doğru bir hamleydi. İngiliz, tamam kariyerli ama sanki,
geldim, biraz ısınıp çıkacağım der gibi. Öyle bir havası var. Geriye yardım
etmiyor ve umursamaz. Bu vaziyette kimse onu sahada tutmaz.
Yusuf Sarı,
rakibin sağ kanadını iyi kullanır diye düşündü Ünal Karaman. Hem de Pareirra’ya
yardım eder. Ancak her ikisi de olmadı. Sonra da sakatlandı çıktı.
Maçın ikinci
yarısının neredeyse tamamı Trabzonspor yarı alanında oynandı. Kaleci Serkan’ı
görmedik ya da çok az gördük. Ünal Karaman’ın takımı, öne geçince neden geriye
çekiliyor. Bu bir oyuncu refleksi.
Trabzonspor’da
formsuz oyuncu çok, güçsüz oyuncu da çok. Ünal hocanın biraz bu güç ve form işine eğilmeli. Hüseyin,
Sorloth, Abdülkadir, diğer arkadaşlarına göre maça ağırlığını koyan isimlerdi.
Bu galibiyetle, Trabzonspor, şampiyonluk adayı olduğunu gösterdi. Geçen hafta
ondan umudunu kesenlere de cevap vermiş oldu.