SON DAKİKA
SON DAKİKA


Keşke Hiç Gidemeseydiniz
29.04.2020

Merhabalar. Şehirleri yaşatan, şehirlerin öz benliklerinin korunarak modernleşmesi ve çağa ayak uydurmasıdır. İhtiyaç yol mu? Yapılmalı. İhtiyaç tünel mi? Yapılmalı. İhtiyaç kavşak mı? Yapılmalı. İşin ehli tarafından bu projeler şehirlerin kimliklerine uygun olarak meydana getirilmeli. Ne rant uğruna, ne para uğruna ne de ‘yaptım oldu’ mantalitesi adına şehirlere ihanet edilmemeli. Yoksa ‘yap, yık, yeniden yap’ anlayışıyla bir arpa boyu yol alamazsınız. Ortaya bir proje sunulurken tüm bileşenleri ile geleceğe dönük planlanmalı ki ne emek ne kamunun parası ziyan olmasın. Yaşamadık mı bu girdapları? Çokça yaşadık, bu şehir kısır çekişmeler uğruna, anlamsız projeler adına hep bir şantiye havasında oldu. Yapılan proje ne bitti ne de bittiğinde bir şeye benzedi.

Gelelim şimdiye, mevcut büyükşehir belediye başkanı, aday tanıtım toplantısında yeni hiçbir proje açıklamamıştı. Ağızlara bir parmak bal çalmamıştı. Ne mesajı vermişti peki; önce bitirilmesi gereken projeler bitecek ve Trabzon şantiye görünümünden kurtulacak. Hiçbir şey vaat etmemenin erdemliliğini bu şehir şantiye havasından kurtulduğunda anlayacağız. Bence şahane.

Deniz kendi başına güzeldir. Yayla kendi başına güzeldir. Dereler kendi başına güzeldir. Yeter ki insanoğlu müdahale etmesin. Müdahale etmen gereken nokta onu açgözlüler gibi paraya çevirmen değildir, ömür boyu sana katkı sağlaması yönünde korumaktır. Allah aşkına elinizin değdiği yerlere bir dönün bakın, hiçbir klası olmayan, pespaye görünümlü ucuz turizm anlayışı. Birde elinizin henüz uzanamadığı doğal güzelliklere bakın, tek başına bir şaheser ve bütün heybetiyle insanları büyülüyor. Doğayı koruyarak, küçük dokunuşlar yapmak ve bu bağlamada turizme kazandırmak çok mu zor. Yoksa küçük dokunuşlar için büyük ihaleler gerekmez, bu nedenle de birileri para kazanamaz diye mi korkuyorsunuz. Amaç doğayı koruyarak şehri kalkındırmak mı yoksa şahısları mı kalkındırmak, hangisi?

Ezcümle demem şu; babacım biz projelere doyduk. Sadece ana aksı oturmuş, dağıyla, deniziyle (kalan bir avuç), yaylasıyla, kültürüyle, sanatıyla, tarihiyle, horonuyla, balığıyla yaşayan ve yaşatan bir şehir istiyoruz.

Ayşe Kulin’in kaleme aldığı Köprü adlı eser, Süper Vali Recep Yazıcıoğlu’nun zorlu mücadelesini romanlaştırarak okuyucuya sunar. Bence okunması gereken harika bir kitap. Kitabı okurken kah ağlarsınız, kah gülersiniz ama kitap bittiğinde derin derin düşüncelere dalarsınız. Bir şehre evlat muamelesi yapmak ve bu uğurda mücadele vermek ne onu görürsünüz. O nedenledir ki Süper Vali Recep Yazıcıoğlu’nun “Gidemediğin yer senin değildir” sözü çoğuna şiar olmalı. Emin olun rahmetli Yazıcıoğlu burada salt ‘gitmekten’ söz etmiyor…

Sağlıcakla kalın.

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap