SON DAKİKA
SON DAKİKA


“Geçim krizi”
20.11.2021

Türkiye’nin, enflasyon canavarı dönemlerini geçtiğini düşünüyorduk ki, enflasyon hortladı yine yükseldi. Faiz sebep enflasyon sonuçtur deniliyor. Bu durumda görünüyor ki; Merkez Bankası şu anda faizi ne arttırır, ne yükseltir. Bu dönemde pas geçer. Eğer böyle olursa Dolar, Euro şu anda arttığı değerde sabit kalır veya belki birazcık ta gerileyebilir. Faizi kim sever ki, hiç kimse faizi sevmez. Parası olup faize yatıran, aylık faiz kazançlarını hesaplayanlar! dışında hiç kimse faizi sevmez. Herkes faizin düşmesini ister ama ekonomi çarkı maalesef farklı işliyor.

Faiz düşünce Dolar, Euro artıyor ve TL değer kaybediyor. Şu anda Ekonomideki sıkıntı; Faizin, Dolar ve Euro’yla aynı anda yüksek olması. Birde Dolarla, Euro’yla işim olmaz, bana ne Doları, Euro’su olan düşünsün diyen bir kesim var ki bunları şaşkınlıkla izliyoruz. Türkiye’de, ülkenin ihtiyaçlarının %70’i ithalatla karşılanıyor ve bu ürünler, ihtiyaç kalemleri ülkemize Dolar, Euro değerinde giriyor. Bu sebepten Dolar, Euro arttığında o ürünlerinde fiyatları da artıyor. Hiç kimse “Dolar, Euro artmış bana ne, olan düşünsün diyemez” Bu düşünce tarzı çok yanlış. Zaten dövizi olana bir şey olmuyor, aksine dövizi olmayana oluyor. Buna birde kur fırsatçıları eklenince, “Zam Terörü” ortaya çıkıyor, yani olan yine vatandaşa oluyor. Pandemi döneminde geçen yıl; her şey çok pahalı, her sektörde fiyatlar çok arttı, hükümet acil müdahale etmeli diye çok yazılıp çizildi. Özellikle gıda sektöründe, gıda fırsatçıları çok fiyat artışı yapmıştı. Bakanlıklar ve Belediyeler denetimler yaparak bir nebze müdahale etmeye çalışmıştı.

O dönemde daha sıkı denetim yapılıp, mücadele edilse belki de şu anda fiyatlar bir nebze daha düşük olabilirdi. Özellikle Mayıs ayından itibaren pandemi tedbirlerinin sona ermesiyle ve turizm sezonunun başlamasıyla birlikte, her sektörde fiyatlar gözle görülür ve çok hissedilir bir şekilde arttı. Pandemide kapanmanın acısını tüm sektörler, vatandaşlardan çıkardılar, her şeye çok zam yaptılar. Marketlerdeki fiyat artışı bir yana Yeme-İçme sektörü, oteller, restoranlar, lokantalar. işi iyice abarttı, İnşaat kalemlerine değinmiyorum bile, inşaat sektörü zaten uçtu! Asıl sorunumuz; Enflasyon, Dolar, Euro artışından daha ziyade artık alım gücünün çok azalmış olması. Bir asgari ücretle evini geçindirmeye çalışan insanların, aile desteği yoksa geçinmesi çok zor. Örneğin önceden 200 TL ye aldığınız aynı ürünleri artık 400-450 TL ye ancak alabiliyorsunuz.

Fiyatların uçtuğunu, ne kadar arttığını görmek için ekonomi uzmanı olmaya gerek yok çünkü hepimiz bu toplumun içindeyiz ve her gün bu zamları bire bir canlı yaşayıp ekonomi uzmanı olduk. Marketlerde, pazarda fiyatlar el yakıyor. Vatandaş sofrasındaki yemek ancak yeterken neyin tasarrufunu yapsın? İsraf eden kesimin de zaten durumu iyi. Maaşı, aylık geliri On Bin TL’den fazla olan evlerde belki bu yaşanan sıkıntılar çok fazla algılanamıyor olabilir ama maaşı, aylık geliri On Bin TL’nin altında olan evlerde gerçekten hissedilir derecede sıkıntı var. Vatandaş düşmüş kendi derdine; şu anda gerçekten insanların tek derdi iş, aş, ekmek parası, geçim derdi. İnsanlar hastalıklarını bile bir kenara bıraktılar, evlerindeki geçim sıkıntısı her şeyi unutturuyor. Kiralar çok yükseldi. Kış geldi, elektrik-doğalgaz faturaları yüksek. “Her şey ateş pahası oldu” diye bir deyim vardır ya, tam o yerdeyiz! Tüm siyasiler hep birlikte hareket edip, birlik beraberlik içinde toplumu kucaklayıp tüm sorunlara birlikte çözüm bulsunlar. Siyasette o ucuymuş  bu bucuymuş diye bir kavga, bir gerginlik almış başını gidiyor. Bırakın artık bu ayrımcılıkları kim neyse ne. Boş yere ülkeyi germeye gerek yok. Halkın içinde dolaştıklarında görebilirler. O kriz, bu krizden ziyade şu anda ülkede en önemli kriz var o da “geçim krizi”... Herkese Hayırlı Cumalar

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap