Trabzon’da Ramazan ayı geldiğinde, hemen akla pide gelir.
Pide ile özdeşleşen, iftar davetlerinin ana yemeği olan Güveçin vazgeçilmez
malzemesi Patatestir. Yöremizde bir diğer adıyla Kartopu veya Kartolu olarak
bilinir.
Karadeniz’in
yamaçlarında, daracık ve dik tarlalarında mısırdan sonra en çok patates sebzesi
ekilir. Patates, İnsanlar için hayati önem taşıyan besin kaynaklarından
biridir. Çünkü, bugün dünyanın küresel temel besin maddeleri patates, buğday ve
arpadır.
Patates; geçen
bin yılda insanların en önemli besin maddesi olmuş, nişasta deposu, lezzetli,
enerji kaynağı, çok faydalı, tüm dünyada herkesin sevdiği, birçok farklı
kullanım alanı ve şekli olan bir sebzedir.
Eskiden uzun seferlere çıkan Denizciler, Patates yiyerek İskorbüte’ye (C
vitamini eksikliğine) yakalanmıyorlardı. Kolay yetişen ve besin değeri çok
yüksek olan patates, geçmişte dünyada sıkça uğranılan kıtlığa çare olmuştur.
Türklerin
patatesli geçmişleri ise nispeten yenidir. 18. Yüzyılda Trabzon’da tarla
tarımında tütün, fasulye ve mısır üretimi yapılmaktaydı. Bölgede 19. yüzyılın
ikinci yarısında (1869-1905) tütün, fasulye, mısır, buğday, kuru ot, sebze,
fındık, kenevir, ceviz, üzüm ve diğer meyve türlerinin üretim maddeleri olarak
tarımda yer aldığı tarihi kayıtlardan bilinmektedir. Bu tarihlerde henüz
Patates kayıtlarda yer almıyordu.
Ruslar 1878’de
Ardahan’ı işgal eder. 1918’e kadar Rus işgali devam eder. Ruslar bu süre içinde
patates ekimini başlatır. Rusya’da patatese Almancası gibi "kartofel"
denilmektedir. Ardahan yöresinde patatese uzun süre “kartoflu” denmiştir.
Patates, Peru’dan yola çıkmış, dönmüş dolaşmış, Doğu Anadolu’dan Anadolu’ya
ulaşmıştır.
Ruslar 1916-1918
yılları arasında Trabzon’u işgal eder, askerlerini doyurmak için her yere
saldırırlar. Ruslar; topladıkları yiyecek maddeleri yüzünden, göç etmeyip
Trabzon’da kalan yerli halkın açlıkla yüz yüze gelmesine neden olurlar. Bunun
üzerine Ruslar, Doğu Anadolu’da yetiştirdikleri patatesleri Trabzon’a getirip,
ekmeleri için halka tohum olarak dağıttılar. Yöremizde Rus patatesi olarak
bilinen bu patatesler, çok kısa zamanda yetiştiği için bazı köylerde bu
patatese kırk günlük denilmektedir.
O dönemde,
Muhacirleri doyurmak için Ordu'da bulunan Trabzon Valisi Cemal Azmi Bey, 1917
yılında önemli bir gıda maddesi olan patatesin bütün boş bahçelere ekilmesini
emreder. Valilik emre uymayan mültecilerin yevmiyelerini, memurların maaşını
vermemek, yerli ahaliden amele ücreti ve tohum bedeli adıyla 1-5 lira almak
gibi zorlayıcı, ürün yetiştirmeyi teşvik edici bazı tedbirler alır.
Yöremizde Kartolu
veya Kartopu olarak da bilinen, kısa sürede yetişen bu Patatesi, kıtlık
zamanlarında halkımız değirmenlere götürerek öğütmüş, böylece ekmek yapabilmek
için patates unu elde etmiştir. Batıdan ise Patates, Anadolu’ya “Kumpir” adıyla
girer. Bu isim Yugoslavya’da patatesin adı olan kurompirö’den gelmektedir.
Hepimiz patatesi
kilo yapan bir besin maddesi zannediyoruz. Yüzde 80’i su olan patatesin kalori
değeri oldukça düşükmüş. 100 gram haşlanmış veya fırınlanmış patates 50 kalori
içeriyormuş. Her zaman Karadeniz mutfağının vazgeçilmezi olan Patates,
Ramazan’da da iftar sofralarının vazgeçilmezi olacak. Hepinize Sağlıklı
Ramazanlar, Hayırlı İftarlar dilerim.