Trabzon.! Akyazıdan başlayıp, Havaalanına kadar Trabzonu
seyrederek geçin. Her defasında farklı bir görsel detayı görürsünüz, içiniz
sızlar. Çünkü gün geçtikçe, tarih kaybolup şehrin silüeti değişiyor. Trabzon,
gün geçtikçe dönüşü imkansız görsel değişimlere uğruyor daha öncesi de var ama
özellikle son 30-35 yıldır büyük bir görsel değişim yaşanıyor. Bu şehre
gerçekten yazık oluyor. Akyazı Stadı planlanırken spor ve sosyal yaşam merkezi
olarak planlanmış, sunulan görseller Trabzon halkını heyecanlandırmıştı. Deniz
dolduruldu, Trabzonspor’a güzel bir Stad yapıldı. Ama Trabzonspor’un ligdeki
yalnızlığı gibi, Akyazı Stadı da, Karadenizin hırçın dalgalarına karşı, tek
başına bırakıldı. İlk proje görsellerinde sunulan sosyal yaşam alanları rafa
kaldırıldı.
Trabzon Sahilyolu’na; şehrin merkezini denizden
koparacağı için Trabzon kamuoyunun bir bölümü karşı çıkmıştı. Sadece yol
planlanıp sonrası düşünülmediği için, Yol yapıldı ama gerçekten şehir denizden
koparıldı. Şehir denize küsmüş gibi duruyor. Rize, Ordu gibi diğer komşu illere
baktığımız zaman sahil yolu yapılmış ama şehir merkezlerinin denizle bağı
koparılmamış. Deniz kıyıları sosyal donatı alanlarıyla dolu. Şimdi bizde bu
durumu düzeltmek, şehirle denizi bağlamak için denizi doldurmaya devam
ediyoruz.
Boztepe artık Boztepe görüntüsünden ve kimliğinden
çıkmış. Bir Ordu’nun Boztepe’sine bakın, bir de bizim Trabzon’un Boztepe’sine
bakın içler acısı...İkisi arasında gerçekten “Dağ kadar fark var.” Çünkü Ordu
Boztepe’ye, gezinti ve şehre panoramik bakış için Teleferik yaptı. Trabzon’da
ise Boztepe’de, Dağ tıraşlandı, kocaman iki göz gibi tünel açıldı, önüne ucube
viyadük ayakları dikilip, uçan yol yapıldı. Başka planlamalar, güzel estetik
çözümler yapılabilirdi.
Sonuçta şimdi geçerken Boztepe’ye bakan herkesin içi
sızlıyor, tüm güzelliği kayboldu. Trabzonun simgelerinden biri olan Boztepe’yi
bile koruyamadıktan sonra hiç kimse bu şehre hizmetinden bahsetmesin.!
Akyazı’dan Boztepe’ye kadar Şehri ikiye bölen, planlama hataları yüzünden
geçtiği yerleri tarumar eden Kanuni Bulvarı... Şehre yapılan çoğu yatırım,
planlama hataları yüzünden maalesef görsel bir katliama dönüşmüş. Trabzon
tepelerine, Karşıyaka’nın, Beşirlinin tepelerine yapılan yüksek binalar, tüm
şehirde birbiriyle ve bulunduğu binayla alakası olmayan çatı katı ve çatı
görüntüleri...vb Sonuç çarpık kentleşme.
Binlerce yıllık tarihi olan, Kadim şehir Trabzon.!Trabzon
Şehrinin her yerinden tarif fışkırıyor. Trabzon; tarihi, kültürü, geçirdiği
medeniyetler ile küçük İstanbul olarak anılır. Bu şehirde yıllardır, “Planlama
yada Kentsel Dönüşüm” adı altında düzenleme yapılırken tarihi eser çıkan yerler
apar topar kapatılıp, beton dökülüp üzerine binalar dikiliyor. Birçok arazide
kiliselerin, kültür ve yönetim binalarının, tarihi eserlerin veya
kalıntılarının yıkılıp yerine binalar, siteler, yollar yapıldığını herkes
biliyor.
Aslında Trabzon, İstanbul, Antalya, Efes...vb gibi
Türkiye’nin en önemli turizm merkezlerinden biri olabilir. Bu şehrin binlerce
yıllık geçmişi, kültürü ve yaşayan halkları vardı. Bu insanların bıraktıkları
çok güzel eserler vardı. Dünyanın dört bir yanından Trabzon’a, bu eserleri,
doğal ve mimari güzellikleri görmek için, gastronomi ve inanç turizmi için
turist akını olabilirdi. Geçmişten günümüze kadar, bilinçli veya bilinçsizce
yok edilen, yıkılan her eser turizm ve Trabzon ekonomisi adına bir katliamdır.
Yıllarca Şehre hizmet adına; eline her fırsat geçenin,
kendi ve çevresindeki ekiplerinin egoları yüzünden maalesef şehrin tarihi
kimliğinin çoğu yok edilmiş. Çok değil daha 30-40 yıl öncesinin resimlerine
bile baksanız bunu anlarsınız. Gücü kim eline almışsa; Herkes onlar gibi
düşünmek zorunda, Herkes onlar gibi yaşamak zorunda, Herkes onların
yaptıklarını beğenmek zorunda....Yıllardır hazırlanan tüm planlar sehri biraz
daha bozup biraz daha çirkinleştirmiş.
Yıllarca ; “Biz bu şehre aşığız deyip, Trabzon halkıyla
istişare etmeden, biz yaptık oldu mantığıyla hareket etmişler. Sonrada
eleştiriler alınca suçu yukarıya atmışlar. Kimse kendi beceriksizliklerini,
Merkezi Yönetimlere, Hükümetlere atmasın, onların arkasına sığınmasınlar.
Yıllarca Trabzon’u Yönetenler ve ekipleri, şehrin kimliğini korumak istediler
de Ankara hayır mı dedi? Trabzon’dan hangi projeyle gitseler, destek görüp,
ödenek aldılar.
Şu anda Şehri yönetenler tüm planlamaları, tüm projeleri
bir tarafa bıraksın. Zaten şehir, yap-boz tahtasına döndü. Bugüne kadar Trabzon
da yanlışlıkla veya bilerek, bilinçli veya bilinçsiz yıkılan en güzel binaları,
muhteşem görselliği olan yapıları, aslına uygun olarak yeniden yapsanız, yerine
koysanız, inanın bu şehirde müthiş bir hizmet, proje, planlama ve yatırım
yapmış olursunuz.
Trabzon Şehrine eski tarihi kimliğini kazandırmak, eski
ile modernleşmenin bir arada dizayn edilmesi bu kadar zor olmasa gerek. Zira
dünyanın birçok şehrinde, Avrupa’da, Rusya’da ve hatta yanıbaşımızda
Gürcistan’da bile bunun çok iyi uygulanabildiğini görüyoruz. Zararın neresinden
dönülse kârdır.! Unutmayın! Trabzon
şehri, çocuklarımızın, torunlarımızın bize emaneti...